Background Image
Previous Page  508 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 508 / 537 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (101)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları

507

eden her hangi bir söz yoktur. Başvurucu bu kitapta, duruşmada

yeni bir ikrarda bulunmasının saikiyle ilgili olarak, pişmanlığını

ifade etmek istediğini tekrarlamıştır. Böylece başvurucu, ikrarının

alacağı ceza üzerinde bir etkisinin olmama riskine rağmen, bu risk

gerçekleşmiştir, eylemlerini bütün ayrıntılarıyla anlatmıştır.

(ii) Redress Trust

160.Redress Trust, işkence veya kötü muameleyle elde edilen delillerin

kabul edilmesini yasaklayan dışlama kuralının (exclusionary rule)

varlık nedeninin şu noktalara dayandığını söylemiştir: (i) işken-

ce sonucu elde edilen ifadenin güvenilir olmaması; (ii) işkencenin

uygar değerlere tecavüz etmesi; (iii) dünyanın her yerinde işken-

ceyi teşviki ortadan kaldırma amacına sahip bir politika bulunma-

sı; (iv) temel hakların korunmasını sağlama gereği; (v) yargılama

sürecinin bütünlüğünü koruma gereği.

161.İşkence veya insanlıkdışı muameleyle elde edilen ifadelerin bir

davada delil olarak kabulü, bir çok uluslararası belge tarafından

yasaklanmıştır. Redress Trusta’a göre, Birleşmiş Milletler İşken-

ceye Karşı Sözleşme’nin özellikle 15. maddesi biraz daraltmış

olmasına rağmen (bk. yukarıda parag. 70), dışlama kuralının

sadece ikrarları değil ama aynı zamanda işkence altında alınan

bir ifadenin sonucu olarak bulunan türev delilleri de kapsadı-

ğı savunulabilir. Örneğin BM İnsan Hakları Komitesi 30 Mayıs

1982 tarihli Genel Yorumunda (No. 7), işkence yasağının etkili

bir şekilde kontrol edilebilmesi için, hem ikrarların ve hem de iş-

kence veya insanlıkdışı veya aşağılayıcı muamele ile elde edilen

diğer delillerin yargılama sırasında kabuledilemez görülmesinin

büyük önemi bulunduğunu söylemiştir (bk. yukarıda parag. 70).

Güney Afrika Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi’nin 10 Nisan

2008 tarihli

Mthembu v. The State

kararına göre de, işkenceden

türetilen maddi deliller dahil, işkenceyle elde edilen delillerin

herhangi bir şekilde kullanılması, yargılamayı adil olmayan bir

duruma getirir (bk. yukarıda parag. 74). Bu, diğer kötü muamele

biçimlerine de uygulanmalıdır. Mahkeme’nin

Jalloh

(§99 ve 104-

107) ile

Harutyunyan

(no. 36549/03, §63) kararları da aynı yöne

işaret etmektedirler.