Background Image
Previous Page  110 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 110 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (102)

Ahmet TAMER

109

sağından daha kapsamlı olması son derece doğal hatta gereklidir. Bu

durum özellikle ortak sayısı fazla olan şirketler (halka açık şirketler)

bakımından daha belirgindir. Bu nedenle 358 inci madde kapsamının

“ölçülü”

bir şekilde genişletilmesi daha uygun olacaktır.

5. Şirkete Borçlanabilmenin Şartları

Yukarıda da belirtildiği üzere kanun koyucu pay sahiplerinin şir-

kete borçlanabilmesini bazı şartlara bağlamıştır. Bu şartlardan birisi

borçlanmak isteyen pay sahibine yönelik iken (sübjektif koşul), diğeri

şirketin durumuna ilişkindir (objektif koşul). Bu şartları kısaca açıkla-

madan önce belirtmek gerekir ki, şirkete borçlanma işleminin yasak

kapsamında olmaması bakımından, aşağıda zikredilen şartların her

ikisinin de aynı somut olayda gerçekleşmiş olması gerekir. Zira 358

inci maddede kullanılan “

ve

” ibaresi, iki koşulun olmazsa olmaz bir

nitelik taşıdığını göstermektedir. Şu halde sermaye taahhüdünden do-

ğan vadesi gelmiş borçlar ifa edilmesine rağmen, şirketin serbest ye-

dek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde

değilse pay sahipleri şirkete borçlanamaz. Aynı şekilde şirketin serbest

yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzey-

de olduğu halde, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlar

ifa edilmemişse yine pay sahipleri şirkete borçlanamaz.

a) Sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçların ifa

edilmesi (ödenmesi)

Pay sahiplerinin şirkete borçlanabilmeleri için ilk şart, bu kişilerin

sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmiş olma-

larıdır. Kanunkoyucu sermaye taahhüdüne ilişkin borçları, pay sahip-

lerinin şirkete olan sadakatlerinin olmazsa olmazı olarak kabul etmiş

ve bu asli yükümlülük yerine getirilmedikçe şirkete karşı borçlanama-

yacaklarını öngörmüştür. Böylece kanunkoyucu şirkete borçlanmak

isteyen ortağın ahde vefa ilkesi çerçevesinde iyiniyetini ve samimiyeti-

ni ortaya koymasını isteyerek, şirket malvarlığını hem olumlu yönden

hem de olumsuz yönden korumuştur. Bu kapsamda, borçlanmak iste-

yen ortağın sermaye taahhüdünü yerine getirerek şirket malvarlığının

artmasının sağlanması olumlu koruma, söz konusu ortağın taahhütle-

rini yerine getirip getirmeme konusunda bir fikir vermesi ve böylece

şirket malvarlığı yönünden borçlanma işleminden kaynaklanan riski

azaltması ise olumsuz koruma şeklinde yorumlanabilir.