Background Image
Previous Page  105 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 105 / 473 Next Page
Page Background

Yeni Türk Ticaret Kanunu ile Getirilen Bir Yenilik: “Pay Sahiplerinin ...

104

si, kira konusunun mülkiyetini değil, yalnızca zilyetliğini devretmeyi

esas alan bir sözleşmedir. Diğer bir ifadeyle kira sözleşmesi ile birlik-

te kiralayan, belli bir süre için kira konusunun mülkiyetini (mülkiyet

hakkını) değil, sadece zilyetliğini (fiili elde bulundurma hakkını) kay-

betmektedir. Şu halde 358 inci maddedeki borçlanma yasağının uy-

gulanabilmesi için, ortada şirketin malvarlığını etkileyen bir taahhüt

bulunmalıdır. Bu nitelikteki bir taahhüt bulunduktan sonra ise bu ta-

ahhüdün türü, amacı, kapsamı önemli değildir.

Nitekim bu yasağın uygulanması bakımından, borçlanma konusu-

nun nakit veya ayın (para dışında herhangi bir şey) olması önemli değil-

dir. Başka bir ifadeyle 358 inci madde bakımından, -borçlanma konusu-

nun çoğu zaman belli bir meblağın ödenmesi olması kuvvetle muhtemel

olmakla birlikte- borçlanma konusunun türü herhangi bir önem taşıma-

maktadır. Pay sahibi, para dışında belirli bir mal veya hizmeti yerine

getirmeyi üstlense dahi bu işlem de yasak kapsamındadır. Örneğin pay

sahibinin şirketin malvarlığından temin ettiği bir menfaat karşılığında,

bir malı piyasadan alıp şirkete vermeyi üstlenmesi (mal borçlanması)

veya şirkete ücret almaksızın belirli bir süre çalışmayı taahhüt etmesi

(hizmet borçlanması) 358 inci madde kapsamında yasaktır.

Aynı şekilde borçlanma işlemine dayanak teşkil eden menfaa-

tin türü de önemli değildir. Pay sahibi şirketten para (nakit) şeklinde

menfaat sağlayabileceği gibi, paradan başka bir menfaat (örneğin mal)

de sağlayabilir. Bu nedenle pay sahibi şirketten ne tür bir menfaat sağ-

lamış olursa olsun yine de söz konusu borçlanma yasak kapsamına

girecektir. Bu noktada pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ve

yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan yakınları için farklı bir

durumun olduğunu belirtmek gerekir. Zira 395 inci maddenin ikinci

fıkrasında şirkete yalnızca “

nakit

” borçlanılamayacağı düzenlenmek-

tedir. Dolayısıyla bu hükmün mefhum-u muhalifinden (karşıt anla-

mından), pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ve yönetim ku-

rulu üyelerinin pay sahibi olmayan yakınlarının şirkete konusu nakit

olmayan değerler bakımından (örneğin mal) şirkete karşı borçlanabi-

lecekleri anlamı çıkmaktadır. Şüphesiz bu durum, pay sahibi olan ve

olmayan yönetim kurulu üyeleri bakımından eşitlik prensibine aykırı

olduğu gibi, yönetim kurulu üyeleri için daha ağır şekilde şirkete borç-

lanma yasağı öngörülmesi fikriyle de ters düşmektedir.

Bunun yanı sıra ortağın pay durumu ve borçlanılan tutar (ekonomik

değer) da önemli değildir. Buna göre şirketin en büyük ortağının ortağı