Background Image
Previous Page  112 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 112 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (102)

Ahmet TAMER

111

bakımından da adaletli olacaktır. Böylece bir pay sahibi ne kadar fazla

sermaye taahhüdünde bulunmuşsa o kadar şirkete borçlanabilecektir.

Bu noktada kanunda geçen “

ifa etme

” tabirine de açıklık getirmek

gerekir. İfa etme, kelime anlamı itibarıyla bir borcun veya yükümlülü-

ğün ödenmesi veya yerine getirilmesi demektir. Bu yönüyle ifa işlemi,

ifa eden bakımından borcu veya yükümlülüğü sona erdiren bir mahiyet

taşır. Bu nedenle sermaye taahhüdünü ortadan kaldırmayan işlemler ifa

olarak değerlendirilemez. Örneğin bir ortak vadesi gelmiş sermaye ta-

ahhüdü borcunu yerine getirmek amacıyla şirkete altı ay süreli bir bono

vermişse, böyle bir işlem “

ifa

” olarak nitelenemeyeceğinden, bu orta-

ğın şirkete borçlanması düşünülemez. Bu ortak altı ay sonra bonosunu

ödediği takdirde vadesi gelmiş sermaye taahhüdünü ifa etmiş sayılacak

ve şirkete borçlanabilecektir. Aynı durum poliçe verilmesi halinde de

geçerlidir. Ancak çekte durum başkadır. Zira Türk Ticaret Kanunu’nun

795 inci maddesi gereğince çekte vade olmaz, çek görüldüğünde ödenir.

Dolayısıyla çek, para gibi işlem görür. Bu nedenle çek verilmesi, “

ifa

olarak değerlendirilebilir ve şirkete borçlanılabilir. Bununla birlikte çe-

kin karşılıksız çıkması (ödenmemesi) halinde, hile (aldatma) sebebiyle

söz konusu borçlanma işleminin geçersizliği gündeme gelir.

b) Şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârının, geçmiş yıl

zararlarını karşılayacak düzeyde olması

Pay sahiplerinin şirkete borçlanabilmelerinin ikinci şartı, şirketin

serbest yedek akçelerle birlikte kârının, geçmiş yıl zararlarını karşıla-

yacak düzeyde olmasıdır. Kanunkoyucu pay sahiplerinin borçlanma

işlemleri sebebiyle şirketin malvarlığının olumsuz yönde etkileneceği-

ni gözönüne alarak, mali durumu zayıf olan şirketlerin bu tür işlemlere

maruz bırakılmasını önlemek istemiştir. Bu çerçevede şirketin kârının,

geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olması koşulu aranmış

ancak bu kâra, serbest yedek akçelerin de eklenmesi öngörülmüştür.

Buna göre şirketin faaliyetleri sonucunda elde ettiği kâr ile serbest ye-

dek akçelerinin toplamı, şirketin geçmiş yıl zararlarına eşit veya daha

fazla olmalıdır, aksi halde pay sahipleri şirkete karşı borçlanamaz.

Şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârının, geçmiş yıl zarar-

larını karşılayacak düzeyde olup olmadığı, şirkete karşı borçlanma

işleminin yapılacağı tarihe göre belirlenmelidir. Dolayısıyla burada

kastedilen geçmiş yıl zararları, yalnızca bir önceki seneye veya belli