

Yeni Türk Ticaret Kanunu ile Getirilen Bir Yenilik: “Pay Sahiplerinin ...
110
Ancak bu konuda dikkat edilmesi gereken nokta, sermaye taah-
hüdüne ilişkin bütün borçların değil, yalnızca vadesi gelmiş (muac-
cel) borçların ifa edilmesi yükümlülüğünün öngörülmüş olmasıdır.
Dolayısıyla şirkete borçlanabilmek için henüz vadesi gelmemiş (mü-
eccel) sermaye taahhütlerinin ifa edilmesi gerekmez. Hangi sermaye
taahhüdünün vadesinin gelip gelmediği, şirkete karşı borçlanma iş-
leminin yapılacağı tarihe göre belirlenmelidir. Örneğin bir pay sahibi
şirkete karşı borçlanma sonucunu doğuracak işlemi (mesela sözleşme)
20/11/2012 tarihinde yapıyorsa, bu tarihe kadar (bu tarih dâhil) vade-
si gelmiş sermaye taahhütlerinin tamamını yerine getirmiş olmalıdır.
Kanunkoyucunun sermaye taahhüdünün ifa yükümlülüğü ba-
kımından bu şekilde (vadesi gelmiş ve gelmemiş şeklinde) bir ayrım
yapmış olması, birtakım suiistimallerin ortaya çıkmasına sebep olarak
şirkete borçlanma yasağı getirilmesinde öngörülen amaçlarla ters dü-
şebilir. Şöyle ki, şirkete borçlanmak isteyen veya gelecekte borçlanabi-
leceği hususunu düşünen bir ortak, sermaye taahhüdünde bulunurken
bunların vadelerini çeşitlendirebilir. Hatta sermaye taahhüdünün az
bir kısmını yakın bir tarihe çekerken büyük kısmını çok ileri bir tarihe
erteleyebilir. Böylece şirkete borçlanmak istediğinde, o zaman kadar
vadesi gelmiş çok küçük sermaye taahhütlerini yerine getirmek sure-
tiyle, şirketten çok daha fazlasını borçlanabilir. Örneğin bir pay sahibi,
şirkete toplamda 100. 000 TL. tutarında sermaye taahhüdünde bulun-
muş ancak buna ilişkin 10. 000 TL. tutarındaki borcunu bir ay sonra,
geriye kalan kısmını (90. 000 TL. ) ise üç yıl sonra ödeyeceğini taahhüt
etmiş olsun. Böyle bir durumda pay sahibi bir aylık sürenin sonunda
10. 000 TL. gibi cüz’i bir tutarı ödeyerek üç yıl içerisinde çok yüksek
miktarlarda (mesela 250. 000 TL. ) şirkete borçlanabilir. Zira 358 inci
maddede, şirkete borçlanılacak tutarın ancak vadesi gelmiş (ve dola-
yısıyla ifa edilen) sermaye taahhüdünün miktarı ile sınırlı olduğuna
ilişkin bir kayıt yoktur. Dolayısıyla bu gibi suiistimaller gündeme gel-
diğinde 358 inci madde ile önlenmek istenen şirket malvarlığının azal-
ması riski ortaya çıkabilir. Bu nedenle yapılacak bir kanun değişikliği
ile şirkete borçlanılacak tutarın, ifa edilen sermaye taahhüdünün mik-
tarıyla veya bu miktarın belli bir katını (örneğin üç katını) aşmayacak
şekilde sınırlanması uygun olacaktır. Ayrıca mevcut durumda taahhüt
edilen sermaye tutarı ile şirkete borçlanılabilecek azami tutar arasında
herhangi bir ilişkinin kurulmadığı düşünüldüğünde, bu şekilde bir sı-
nırlamanın getirilmesi, pay sahipleri arasında külfet ve nimet dengesi