

Resmi Dil ve Anayasalarda Düzenlenişi
118
İlk üç kavramdan farklı olan
“bölgesel dil”
ise belirli bir bölgede ya-
şayan nüfusun çoğunluğunun kullandığı dil demektir. Avrupa Kon-
seyi tarafından hazırlanan 1992 tarihli sözleşme Avrupa Azınlık veya
Bölgesel Diller Şartı başlığını taşımaktadır. Şart’ın birinci maddesinin
(a) bendine göre,
“bölgesel veya azınlık dil(i), sayıları devletin geri kalan
nüfusundan daha az olan ve o devletin vatandaşı olan bir grup tarafından
o devlet toprakları üzerinde geleneksel olarak konuşulan ve o devletin resmi
dil veya dillerinden farklı olan dillerdir”
.
7
Kanımca bu maddede yapılan
tanım
“azınlık dili”
tanımıdır. Şart’ı tasarlayanlar da her iki kavramın
(
“azınlık dili”
ve
“bölgesel dil”
) tek bir tanıma sıkıştırılamayacağını fark
etmiş olsalar ki maddenin takip eden bendinde bölge kavramına
“ön-
görülen çeşitli koruma ve teşvik önlemlerinin alınmasını meşru kılacak sayıda
kişinin kendilerini ifade etmek için bu dili kullandıkları coğrafi alan
” şeklin-
deki ifade ile açıklık getirilmiştir. Şart’ın başlığında ve bu maddede
yer alan
“bölgesel dil”
kavramının
“azınlık dili”
kavramına ek olarak
kullanılmış olması Şart’a Fransa’nın katkısıdır. Ülkesinde etnik, dilsel
veya dinsel azınlık bulunmadığını iddia eden Fransa, hukuk sistemin-
de bölgesel dil kavramını kabul etmiştir (1958 Fransa Anayasası m.
75-I).
8
Bu yüzden Şart’ta azınlık ve bölgesel kavramlarının arasında
“veya”
bağlacı konularak devletlere seçimlik bir hak tanınmıştır. Taraf
devletler Şart’ta yer alan ilkeleri,
“bölgesel diller”
i veya
“azınlık dilleri”
ni
koruma ve yaşatma adına hayata geçireceklerdir.
Ayrıca, Şart’ın uygulama alanını belirlemeye çalışan birinci mad-
desinin (a) bendi azınlık veya bölgesel dilin resmi dil veya dillerinden
farklı olması gerektiğini vurgulamaktadır. Bir dil bölgesel veya azınlık
dili tanımına uyuyorsa o dile
“bölgesel dil”
veya
“azınlık dili”
denir. Bu
dilin aynı zamanda resmi dil olarak tanınmış olması ise başka bir şeydir.
Resmi dil olunca azınlık veya bölgesel dil olma özelliğini kaybetmez.
Tıpkı
“ulusal dil”
olarak ilan edilen bir dilin aynı zamanda
“resmi dil”
olarak da tanınmış olması ile
“ulusal dil”
olma özelliğini kaybetmemesi
ve anayasalarda her iki kavram ile de niteleniyor olması gibi. Benzer şe-
kilde örneğin, Finlandiya’da Fince ve İsveçce resmi dil iken İsveçce aynı
zamanda azınlık dili ve de Åland adasında da bölgesel dildir.
9
7
“European Charter for Regional or Minority Languages”
, European Treaty Series - No.
148, İmza tarihi: 05. 11. 1992, Strasbourg. Yürürlüğe giriş tarihi: 01. 03. 1998.
8 Bkz. aşağıda
“Resmi Dil Dışındaki Diğer Dillerin Anayasalarda Düzenlenişi”
başlığı.
9 Bkz. aşağıda
“Birden Fazla Resmi Dile Yer Veren Anayasalar”
başlığı.