

Disiplin Kurulu Kararları
460
de kabul etmeyip kendisinin imzalatacağını söyleyerek aldığını, imza-
yı tamamlatmadan verilmemesini ısrarla şikâyetliye bildirdiğini, be-
yan etmiştir.
Avukatlık Yasasının 34. maddesine göre “Avukatlar yüklendikleri
görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve
onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı
ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince
belirlenen Meslek Kurallarına uymakla yükümlüdürler. ” Türkiye Ba-
rolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesine göre “Avukat, mesleki
çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güveninin sağlayacak bi-
çimde ve işine tam bir sadakatle yürütür. ” 4. maddesine göre “Avu-
kat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan ka-
çınmak zorundadır. ”
Kovuşturma konusu olayda, şikayetli avukatın bilirkişi raporu-
nun tarihinden dokuz ay sonra, mahkemece 05. 12. 2006 tarihinde hü-
küm verildikten ve işten el çekildikten sonra hükme esas alınan bilir-
kişi raporunu düzenleyen bilirkişiler ile doğrudan irtibat kurarak yeni
bir ek rapor düzenlenmesi konusunda ısrarcı olması, yargılama dışın-
da elde edilen ek bilirkişi raporunu temyiz dilekçesinin ekinde delil
olarak kullanması “kamunun inancını ve mesleğe güvenini” zedele-
yecek nitelikte olup avukatların en önemli sorumluluklarından olan
“özen” borcuna da aykırılıktır. Avukatların davanın karşı tarafı ile ya
da tanıklar ile irtibat kurması son derece sınırlanmış iken, yargılama
sırasında görev alan bilirkişiler ile bizzat irtibat kurularak, üstelik ka-
rar verildikten sonra yeni bir ek rapor düzenletilmesinin sağlanması
meslek etiği, düzen ve geleneklerine uygun değildir. Ek raporda, asıl
rapordaki maddi hatanın düzeltilmiş olması hususu uygulamanın da
doğru olduğu anlamını taşımamaktadır.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunun bu yöndeki eylemin disip-
lin suçu oluşturduğuna ilişkin kabulü ile Avukatlık Yasasının 136/1.
maddesi karşısında tayin edilen kınama cezasında hukuka aykırılık
görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikâyetli avukatın itirazının reddi ile Baro Disiplin
Kurulunun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin kararının ONAN-
MASINA, oybirliği ile karar verildi.