

TBB Dergisi 2012 (102)
Disiplin Kurulu Kararları
457
olarak kullanması “kamunun inancını ve mesleğe güvenini” zedele-
yecek nitelikte olup avukatların en önemli sorumluluklarından olan
“özen” borcuna da aykırılıktır. Avukatların davanın karşı tarafı ile ya
da tanıklar ile irtibat kurması son derece sınırlanmış iken, yargılama
sırasında görev alan bilirkişiler ile bizzat irtibat kurularak, üstelik ka-
rar verildikten sonra yeni bir ek rapor düzenletilmesinin sağlanması
meslek etiği, düzen ve geleneklerine uygun değildir. Ek raporda, asıl
rapordaki maddi hatanın düzeltilmiş olması hususu uygulamanın da
doğru olduğu anlamını taşımamaktadır.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunun bu yöndeki eylemin disip-
lin suçu oluşturduğuna ilişkin kabulü ile Avukatlık Yasasının 136/1.
maddesi karşısında tayin edilen kınama cezasında hukuka aykırılık
görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikâyetli avukatın itirazının reddi ile Baro Disiplin
Kurulunun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin kararının ONAN-
MASINA, oybirliği ile karar verildi.