

TBB Dergisi 2012 (103)
Cengiz Topel ÇİFTÇİOĞLU
149
olayda yetkili makamların öğretmenin durumunu bildikleri halde ye-
terli koruyucu önlem almadıkları iddia edilmiş ise de AİHM anılan
kişilerin yaşamının tehlike altında olduğuna ilişkin bir bilgi bulunma-
dığını ve öğretmen hakkında hazırlanan psikiyatrik raporlarında her-
hangi bir hastalık belirtisi işaret etmediği gerekçesiyle 2. maddenin ih-
lal edilmediği sonucuna varmıştır. Yine AİHM 02.09.1998 tarihli Yaşa/
Türkiye kararında sokakta bilinmeyen silahlı bir kişi tarafından 8 mer-
mi atılarak ağır biçimde yaralanan başvurucunun hayatının tehlike de
olduğuna dair önceden resmi makamlara yapmış olduğu başvuruya
rağmen Türkiye’nin başvurucunun yaşama hakkını korumada kusuru
olmadığı sonucuna varmıştır
28
.
Devletin pozitif yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılabilmesi için
yaşama hakkını koruyucu düzenlemelerin varlığı yetmez. Bu düzen-
lemeleri yaşama geçiren, ihlalleri cezalandıran ve ilerde işlenebilecek
olası ihlalleri cezalandıracak etkin bir adli sistemi kurmuş olması da
gerekir. AİHM 8.04.2008 tarihli Ali ve Ayşe Duran/Türkiye kararın-
da başvurucuların oğulları polis tarafından gözaltındayken ölene dek
işkenceye uğradığını bu eylemde sorumlu tutulan polis memurlarının
yerel mahkemede mahkûm edilmiş olmasına karşın cezalarının erte-
lendiğini, yargılama sırasında polis memurlarının ifadeleriyle soruş-
turmanın yürütülmesine yardımcı oldukları gerekçesiyle cezalarından
indirim yapılması cihetine gidildiğini tespit etmiş, bu durumu şaşırtıcı
bulmuştur. Çünkü yargılama sırasında polis memurlarının iddiaları
sürekli inkâr etmek dışında başka bir açıklama yapmadıklarını yerel
mahkemenin vermiş olduğu kararla bu tür eylemlerin asla hoş görü-
lemeyeceğini göstermekten çok, ciddi bir suçun sonuçlarını hafiflettiği
sonucuna varmıştır. Gerçekten neticede polis memurlarının hapis ce-
zası infaz edilmemiştir, disiplin işlemleri de yapılmamıştır. Bu bakım-
dan Türk Hukuku caydırıcı olmaktan uzak kalmıştır. AİHM yaptığı
değerlendirme sonucunda Türkiye’nin başvurucuların oğlunun fizik-
sel ve manevi bütünlüğünü koruyamayarak sözleşmenin 2 ve 3. mad-
delerini ihlal ettiği sonucuna varmıştır
29
.
Devletin tehlike altında bulunan bireyleri koruma yükümlülüğü
sonuç değil davranış yükümlülüğüdür. Bu bağlamda öncelikle bir
28
Tezcan, Erdem, Sancaktar, s.109; Çakmak s.154-155.
29
Tezcan, Erdem, Sancakdar, Önok, s.98-99.