Background Image
Previous Page  253 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 253 / 465 Next Page
Page Background

Türk Medenî Kanunu’nun 40’ıncı Maddesi Kapsamında Cinsiyet Değişikliği ve Hukukî Sonuçları

252

Türk Medenî Kanunu’nun 40’ıncı maddesinde ayrıca belirtilme-

miş olsa da, mahkemeye izin için başvuran kişinin ayırt etme gücüne

sahip olması gerektiği açıktır. Zira, başvuru bir irade açıklaması oldu-

ğuna göre, her irade açıklaması için aranan ayırt etme gücüne sahip

olma şartının burada da bulunması gerektiğine şüphe yoktur. Diğer

taraftan mahkemenin vereceği karar, kişinin cinsiyet değişikliği için

gerekli ameliyatın yapılmasına ve böylece biyolojik ve hukukî statü-

sünün değişmesine yol açmaktadır. Kararın bu yöndeki etkisi dikkate

alındığında, başvuran kişinin ayırt etme gücüne sahip olmasını gerekli

kılmaktadır.

15

Burada üzerinde durulması gereken diğer bir husus, sınırlı ehli-

yetsizlerin, cinsiyet değişikliğine izin için mahkemeye başvuruda bu-

lunup bulunamayacaklarıdır. Onsekiz yaşını tamamlamamış sınırlı

ehliyetsizin mahkemeye başvuramayacağı açıktır. Ayırt etme gücüne

sahip, ergin kısıtlılara gelince; Dural/Öğüz’ün isabetli olarak belirttiği

üzere, burada Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 24/I’inci maddesinde

16

öngörülen kuraldan ayrılarak, ameliyat için kısıtlının bizzat başvuru-

sunun yeterli olduğunu ve yasal temsilcinin iznine ihtiyaç olmadığını

kabul etmek gerekir. Çünkü burada, diğer tıbbi müdahalelerden farklı

bir durum söz konusudur. Kişi fiil ehliyeti yönünden sınırlandırılmış

olsa bile, kendi cinsiyetine ancak kendisi karar verebilir.

17

c) Mahkeme İznine Başvuran Kişinin Evli Olmaması

Türk Medenî Kanunu’nun 40/I’inci maddesinde öngörülen diğer

bir şart, cinsiyet değiştirme ameliyatı için mahkeme iznine başvuran

kişinin evli olmamasıdır. Burada evli olmama, daha önceden hiç ev-

lenmemiş olma anlamına gelmez. Cinsiyet değişikliği operasyonu ge-

Güven

’e göre ise, transseksüalizm teşhisinin konulabilmesi için aranan şartlardan

birisinin de kişinin ergenlik dönemine girmiş bulunması olduğundan, ergenlik

dönemine girilmiş olması şartıyla bir yaş sınırı koymaya gerek yoktur (GÜVEN,

s. 61).

15

SAĞLAM, s. 460; DURAL/ÖĞÜZ, s. 118; AKİPEK/AKINTÜRK, s. 493; TEKİN, s.

108; GÜVEN, s. 62.

16

Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 24/I’inci maddesinde yer alan düzenlemeye göre;

“Tıbbi müdahalelerde hastanın rızası gerekir. Hasta küçük veya mahcur ise ve-

lisinden veya vasisinden izin alınır. Hastanın, velisinin veya vasisinin olmadığı

veya hazır bulunmadığı veya hastanın ifade gücünün olmadığı hallerde, bu şart

aranmaz.”

17

DURAL/ÖĞÜZ, s. 118.