

TBB Dergisi 2012 (103)
Erol ÇİÇEK
365
Belirsiz riskler, olgunun karmaşıklığından kaynaklanan öngörüle-
mezlikten kaynaklanır. Bunlara yeni üretilen kimyasallar veya genetiği
değiştirilmiş ürünler veya karbon salınımı gibi olgular sebep olabilir.
Bu durumda sebepler ve sonuçlar arasındaki karmaşık ilişkiler, sonu-
cun ne olacağının tahminini olanaksız kılmasa da çok zorlaştırabilir.
Belirsizlik ve risk iç içedir.
Ek bilgi belirsizliği giderilebiliyorsa, belirsizlik durumu yoktur.
Temel bilgi yetersizliği, belirsizliğin esasıdır. Bilimin sonuca ulaşma-
yı engelleyen kesin kanıtların olmadığının kabulü belirsizlik (ihtiyat)
prensibinin geliştirilmesine sebep olmuştur.
İhtiyat ilkesi çevrenin korunması bağlamında aslında bilimsel
risklerin yönetimi ile ilgili bir kavramdır. Ekolojik sürdürülebilir kal-
kınmanın temel bileşenlerinden biridir ve Rio Deklarasyonu 15. mad-
desinde (1992) tanımlanmıştır.
“Çevreyi korumak için ihtiyati yaklaşım devletlerin kendi kabiliyetlerine
göre geniş olarak uygulanacaktır. Ciddi ve geri dönüştürülemez hasar tehlike-
si olan yerlerde tam bilimsel kesinlik eksikliği çevresel kirlenmenin önlenmesi
için gecikmenin sebebi olarak kullanılamayacaktır.”
İhtiyat ilkesi taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere rağmen
mevzuatımızda yer almamaktadır.
Burada belirtilen sözleşmeler, anayasamız gereğince, kanun nite-
liğinde olduğundan kuşkusuz bunlardaki ihtiyat ilkesinin, düzenle-
dikleri konular açısından, yasama, idare ve yargı tarafından dikkate
alınması gerekir. Aynı sonuç, bu ilkeyi genel olarak tüm çevre alanın-
da düzenleyen Rio Bildirgesi için de geçerlidir. Çünkü geleneksel uy-
gulama bu tür çevreye ilişkin bildirgelerin (
soft law
metinleri) gelenek
hukuku oluşturdukları ve fiilen bağlayıcılık taşıdıkları yolundadır. Ni-
tekim, aşağıda belirtileceği gibi, AİHM evrensel nitelikli bu metinleri
de dikkate almaktadır.
23
Aarhus Sözleşmesi’nin ülkemiz tarafından onaylanmamış olması,
AİHM önündeki başvurularda dikkate alınmayacağı anlamına gelme-
23
Prof. Dr. Nükhet Yılmaz Turgut, Çevre Hakkı - Kuramsal Ve Ampirik Çerçeve,
İlgili Temel Kavram Ve İlkeler: Yargının Rolü, s.6
h ttp://www.danistay.gov.tr/