

TBB Dergisi 2012 (103)
Yargıtay Kararları
401
yükletilir
” şeklindeki hükmüne göre, sanığın mahkûm olması halinde,
kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine, Avukatlık Asgari Ücret
Tarifesinin ikinci kısım ikinci bölümüne göre vekâlet ücreti ödenme-
sine karar verilmelidir. Katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi
için ceza davasının mahkûmiyetle sonuçlanması ve katılanın kendisi-
ni hukuki yardımından yararlandığı bir vekille temsil ettirmesi yeterli
olup ayrıca vekilin duruşmaları takip etmesi zorunluluğu bulunma-
maktadır. Zira tarifeye göre hükmedilmesi gereken vekâlet ücreti, ka-
tılana vekili tarafından sunulan hukuksal yardımın şekli ve kalitesiyle
ilintili olmayıp katılanın kendisini vekil ile temsil ettirmesinin bir so-
nucudur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 04.10.2011 gün ve 167-194
ile 14.06.2005 gün ve 66-65 sayılı kararları da aynı doğrultudadır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılan, elektrik hırsızlığı suçundan sanığın mahkûmiyetiyle so-
nuçlanan ceza davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden, lehine
karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi
uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmesi zorunlu olup yerel mahke-
mece katılan lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isa-
betsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle Özel Dairece, yerel mahkeme
hükmünün; “
Katılan kurum vekilinin oturumlarda hazır bulunmadığı, sa-
dece katılma istemini içeren dilekçeyi mahkemeye verdiğinin anlaşılması kar-
şısında; katılan lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre dilekçe yazım
ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeyerek yazılı şekilde maktu vekalet
ücretine hükmolunması”
isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmesi
yerinde değildir.
3- Sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 143. maddesinin uygulan-
masından ortaya çıkan fazla cezanın düzeltilerek onanmasının müm-
kün olup olmayacağı hususuna gelince:
Temyiz makamı olan Yargıtayın hukuksal denetimini yaptığı da-
vanın esasına karar vermesi ve davayı bu aşamada bitirmesi, 1412 sa-
yılı CYUY’nın 322. maddesinde dokuz bent halinde sayılan hallerle
sınırlı ve istisnai bir durumdur. Yargıtayın bu yetkisini kullanması, işi
yeniden mahkemeye göndermeye gerek olmadığını gösteren iki temel
koşulun bulunmasına bağlıdır. Buna göre:
a- Maddi sorunun daha ziyade aydınlatılması için bir soruşturma
gerekmemelidir.