

TBB Dergisi 2012 (103)
Yargıtay Kararları
405
Mahkeme aracılığıyla yaptırılan araştırmada A.A.’nın zaman zaman
temizlik yaptığı, Avukat İ.B.’nin bürosunun sanık savunmanının bürosu
ile bitişik olduğu, A.A.’nın, Avukat M.A’nın yanında çalışmadığı, ancak
aynı yerde bulunan avukatların tebligatlarını zaman zaman usulsüz olarak
aldığı anlaşılmıştır. Bu durum karşısında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı-
lığının mahkûmiyet hükmünün onanması istemli tebliğnamesinin tebliği-
ne ilişkin 16.10.2009 tarihli tebligatın usulüne uygun yapılmadığı açıktır.
Sanık ve savunmanının temyiz incelenmesinden önce söz konusu tebliğna-
meyi başka bir yolla haricen öğrendiğine ilişkin bir bilgi de dosyada mevcut
değildir.
Ceza Genel Kurulunun yerleşik kararlarında açıklandığı üzere; ‘hükmü
temyiz etmeleri halinde veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içerme-
si halinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğname-
nin, sanık veya müdafii ile katılan veya vekiline tebliğ olunacağı 5320 sayılı
Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan 1412 sayılı CYUY’nın
316. maddesine 21.03.2003 gün ve 4778 sayılı Yasanın 2. maddesi ile ekle-
nip, 19.03.2003 gün ve 4829 sayılı Yasanın 20. maddesiyle değiştirilen 3.
fıkrasında düzenlenmiştir. Adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı ile il-
gili olan bu hüküm buyurucu nitelikte olup, uyulması zorunludur. Anılan
düzenleme, Anayasanın 90. maddesi uyarınca bir iç hukuk normu haline
gelen AİHS’nin 6. maddesi ile de ilgilidir. Nitekim Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin 09.11.2000 gün ve 36590–97 sayılı Göç/Türkiye kararında
da bu husus vurgulanmış, bu karar üzerine, 2003 yılında mevzuatımızda
yukarıda bahsedilen düzenleme yapılmış, 5271 sayılı CYY’nın 297. madde-
sinde aynı hükme yer verilmiştir’.
Somut olayda da sanık savunmanı tarafından temyiz edilen hükmün,
sanık savunmanının Cumhuriyet Başsavcılığı görüşünden haberdar edil-
meden incelenmesinin savunma hakkını kısıtlayacağı, bunun da mutlak ka-
nuna muhalefet hallerinden olduğu kuşkusuzdur”
görüşüyle itiraz yasa
yoluna başvurarak, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve tebliğna-
menin tebliğinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya-
nın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesi isteminde bulun-
muştur.
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Ku-
rulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlan-
mıştır.