Background Image
Previous Page  412 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 412 / 465 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (103)

Yargıtay Kararları

411

liğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabu-

le mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir

yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu

beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme

halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır.

Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14,

16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname

kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır”.

32. maddesi uyarınca;

“Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muha-

tabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.

Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur”.

54. maddesi uyarınca;

“Muhatap namına kendilerine tebligat yapılan

kimseler tebliğ evrakını muhataplarına en kısa zamanda vermedikleri ve bun-

dan gecikme veya zarar vukua geldiği takdirde bir yıla kadar hapis cezasıyla

cezalandırılır.

Kendisine yapılması gereken tebligatı almayan muhatap ile muhatap adı-

na tebligatı kabule mecbur olup da tebligatı kabul etmeyenler hakkında da

yukarıda belirtilen cezalar uygulanır”.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Sanık müdafii adına gönderilen ve Yargıtay Cumhuriyet Başsav-

cılığının sanık aleyhine olacak şekilde onama istemli görüşünü içeren

tebliğnamesi,

“işyerinde işçisi / memuru”

olduğu açıklamasını içerir

şekilde A.A. isimli bir kişiye tebliğ edilmiş, Özel Dairece de hüküm,

14.04.2010 günü onanarak kesinleşmiştir. Sanık müdafii, tebligatı al-

mış olan A.A. isimli şahsın kendi işçisi değil, kendisi ile aynı binada,

aynı katta ve bitişik büroda bulunan başka bir avukatın yanında çalış-

tığını belirterek savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş, Yargıtay

Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraza esas olmak üzere bir takım araştır-

malarda bulunulmuş, bu kapsamda, Söke Cumhuriyet Başsavcılığınca

dinlenen A.A. , sanık müdafii Avukat M.A.’nın bürosunda değil, biti-

şik büroda çalıştığını doğrulamış, ancak zaman zaman Avukat M.A.

adına gelen tebligatları da aldığını ve kapısının altından içeriye atmış

olduğu birisi dışındaki diğer tebligatları aynı gün kendisine teslim et-

tiğini beyan etmiş, sanık müdafii de bu beyanın aksi yönde herhan-

gi bir iddiada bulunmamıştır. Bu durum karşısında sanık müdafiinin