

Yargıtay Kararları
424
Mahkememizce, olay yerinde bulunan boş kovanların iki ayrı tüfekten
atıldığı belirlenmiş, bu tüfeklerden birinin sanık M., diğerinin sanık N. tara-
fından kullanıldığı tespit edilmiş ve hüküm buna göre tesis edilmiştir.
Deliller ve oluş itibarıyla, her bir sanığın beraat veya mahkûmiyeti ya da
delillerin değerlendirilmesi, diğer sanığın hukuki durumunu etkilememekte-
dir. Deliller bir bütün olarak değerlendirilip hangi sanık öldürme eylemine
katılmış ise onun sorumluluğuna gidilmiştir.
Olayımızda olduğu gibi, bu tür olaylarda, katılan taraf karşı ailenin olay
yerinde bulunan bütün bireylerinin cezalandırılmasını sağlamak, sanık taraf
ise ailenin bireylerini savunmaya çalışmaktadır. Savunma tarafı, ailenin öl-
dürme eylemine katılmayan bireylerini savunmaya çalışırken, diğer taraftan
mahkeme olarak, yapay şekilde ailenin bireyleri arasında menfaat çatışması
olduğunu belirtip, savunmanın bütünlüğünü bölmek, birbirinin aleyhine sa-
vunmaya zorlamak da savunmanın amacı dışındadır. Öte yandan, dosyamız-
da olduğu gibi ailenin her bir ferdine ayrı müdafii tayini sağlaması halinde,
yeni atanan müdafiinin, mevcut müdafii ile ailenin aşamalardaki savunma
bütünlüğü dışına çıkarak başka savunma getirmesi de ihtimal dahilinde gö-
rülmemektedir. Sanıkların serbest iradelerinin aksine müdafii tayinine zorla-
ma yapay bir uygulama olarak kalacaktır.
Yine dosyamızda olduğu gibi her bir sanığa ayrı bir müdafii tayini ye-
rine, aynı müdafinin, olayın bütünlüğü içerisinde her bir sanığın olaydaki
konumlarını değerlendirip savunma yapması savunma hakkının kısıtlanması
niteliğinde olmayıp, aksine daha sağlıklı sonuca ulaşmayı sağlayabilecektir.
Dosyamızda, meydana gelen öldürme olayından sonra ilkin M. şüpheli
olarak belirlenmiş aile tarafından ona müdafii tayin edilmiş, daha sonra aile-
nin diğer iki bireyi hakkında aynı suçtan dava açılmış, aile, hukuki yardım-
dan memnun kaldığı avukatı diğer iki sanığa da atamıştır. Bunun dışında
mahkememiz sanıkların ortak iradesi üstüne çıkarak her birine başka müdafii
atamalarını istemek, kanun koyucunun amacı olmaması gerekir.
Belirtilen nedenlerle, dosyamıza konu olayda, aynı suçlardan yargılanan
sanıklar M.G., N.U. ve H.U.’nun menfaatleri arasında çatışma bulunmadığın-
dan, aynı müdafii ile temsil ettirilerek, kamu davasının yürütülüp sonuçlandırıl
masının CMK 152 ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 38/b maddelerine muha-
lefet oluşturmadığı”
gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık M. yönünden kendiliğinden temyize tabi ol-
ması ve sanıklar müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine, Yar-