Background Image
Previous Page  54 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 54 / 465 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (103)

Zeki YILDIRIM / Ekrem ÇETİNTÜRK

53

lamayacağına ilişkin düzenlemenin gerekçesinde

“4 nolu protokol gereği

sözleşmeden doğan bir yükümlülük nedeniyle hiç kimsenin özgürlüğünden

alıkonulamayacağı hükmü eklenmiştir. Sözleşmeden doğan yükümlülük için-

de borçlar da vardır.”

ifadelerine yer verilmiştir. Üstelik, Avrupa İnsan

Hakları Sözleşmesi’nin 4 nolu Protokolü’nün 1. maddesi

“Borç için ha-

pis yasağı”

başlığını taşımaktadır

45

.

Buna göre, Mahkeme, Anayasa’daki düzenlemenin esas olarak bir

borç nedeniyle hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesini engellemeyi amaç-

lamasına rağmen, istisnai olarak bazı durumlarda çek ilişkisinin teme-

linde bir sözleşmenin bulunmadığı gerekçesini esas alarak, tüm çek

borçluları için hürriyeti bağlayıcı ceza uygulanabilmesini Anayasa’ya

uygun bulunmuştur. Bu hükmün sonucu olarak Mahkeme, çekin bir

sözleşmeye dayanması durumunda da (ki kural olarak böyledir) kişi-

lere özgürlüğü bağlayıcı yaptırım uygulanmasına Anayasa’daki açık

hükme rağmen imkan sağlamıştır.

Mahkeme’nin ikinci temel gerekçesi, Anayasa’nın 38. maddesi

kapsamında hürriyeti bağlayıcı ceza yasağının, sözleşmeden doğan

borcun

“yerine getirilememesi”

ni gerektirdiği; oysa keşidecinin, çekin

karşılıksız olmasını bilmesine rağmen çek keşide ettiğine göre, bu bor-

cun yerine getirilemediğinden söz etmeninin olanaksız olduğudur.

Ancak, ülkemiz ticari hayatında çek esas olarak kredi aracı olarak kul-

lanılmıştır. Bu nedenle, çekin karşılıksız olmasını bilmesine rağmen

çek keşide edilmesi şeklindeki gerekçe pratikte çek kullanımına uy-

gun gelmemektedir

46

. Yukarıda belirttiğimiz üzere, her ne kadar Türk

45

TBMM Adalet Komisyonu Raporunda çekin mahiyeti gereği bir özel hukuk bor-

cu olduğu husus vurgulanmıştır. “

Anayasanın 38 inci maddesinin sekizinci fıkrası ve

diğer uluslararası sözleşme hükümleri, doğrudan veya dolaylı olarak hürriyeti bağlayıcı

ceza verilmemesi yükümlülüklerini bünyesinde barındırmaktadır. Özel borç ilişkilerin-

deki edimlerin yerine getirilmemesine bağlanan yaptırım seçeneklerindeki küresel hukuk

eğilimi, özgürlüklerden yoksun kılma kategorisinin terk edilmesi yönündedir. Her ne ka-

dar Anayasa Mahkemesi farklı bir yorum (Anayasa Mahkemesi 17/3/2011 T, 2010/6 E,

2011/54 K) benimsemişse de, çekin özel borçlar kategorisinde olduğu konusunda hukuken

bir duraksama yoktur. Zira dayanağını oluşturduğu temel ilişkiyle hukuki bağı koparılmış

(illiyetten mücerret) kambiyo senedi olan çek, mahiyeti itibariyle bir özel hukuk borcu-

nu tecessüm ettirir. Bu kapsamda Türkiye’nin gerek Anayasanın 90 ıncı maddesi gerekse

ilgili uluslararası sözleşmeler bağlamında karşılıksız çeklerle ilgili olarak hapis cezasını

sürdürebilme imkânı kalmamıştır

.” (TBMM, Yasama Dönemi: 24, Yasama Yılı: 2, Sıra

Sayısı: 137, s. 16 vd.)

46

Üstelik, 3167 sayılı Kanunun uygulanmasında da, hesapta karşılık bulunmadığı

halde çek keşide edilmesi halinde, bu çek ibraz edilmedikçe suç oluşmayacağı