Background Image
Previous Page  310 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 310 / 441 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (104)

Y. Burak ASLANPINAR

309

arasındaki dengenin sağlanması, iptali talep edilen hükmün

Anayasa’ya

uygunluk nedeni

olarak karşımıza çıkmaktadır. Oysa vergisini ödeyen

mükellef açısından durum incelendiğinde, hukuki güvenliğin sağlan-

maktan ziyade zedelendiği ortaya çıkmaktadır.

Şöyle ki; vergisini zamanında ödeyen mükellef, bu durum kendi-

sinin mali gücünü azaltsa dahi muhtemelen hukuka uygun davranmış

olmanın getirdiği huzur ve güven duygularını hissedecektir. Ancak

daha sonra vergi affı niteliğindeki bir kanun ile vergisini ödemeyenle-

rin daha avantajlı konuma geçtiğini hissetmekle, bundan böyle hukuki

güvenliğinin sağlanacağına yönelik inancı zayıflayacak, belki de sona

erecektir.

Öte yandan işbu kararda da daha önce değerlendirilen vergi tah-

silatına ilişkin kararlarda olduğu gibi; AYM’nin, vergi tahsilatının hız-

landırılması hususunu kamu yararı kavramı vasıtasıyla kararlarına

konu etmesi, hukukilik denetimi ile bağdaşmamakta, yerindelik dene-

timi vuku bulmaktadır.

Zira vergi tahsilatının takibatı ile ne denli hızlı gerçekleştiğinin,

gereği gibi olup olmadığının denetlenmesi görevi AYM’nin değildir.

Yasama ve yürütmenin bu kapsamdaki yetki ve görevine, yardımcı

olmak amacıyla dahi olsa müdahil olunması, kuvvetler aykırılığı ilkesi

ile bağdaşmamaktadır.

E. GECİKME FAİZİNE İLİŞKİN AYM KARARI

1. Anayasa’ya Aykırılığı İddia Edilen Hüküm

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 112. maddesinde düzen-

lenmiş bulunan

“gecikme faizi”

nin, sadece devletin vergi alacakları için

söz konusu olduğu; devletin, vergileme hataları, hukuka aykırılık gibi

nedenlerle haksız ya da fazla olarak tahsil ettiği vergileri yargı organı

kararı gereğince ya da düzeltme yoluyla yükümlüsüne geri verirken,

tahsil tarihinden iade edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplana-

cak herhangi bir faiz ya da zam ile birlikte geri ödenmesinin öngö-

rülmediği, bu durumun Anayasa’nın 2, 10 ve 11. maddelerine aykırı

olduğu gerekçesiyle AYM’ye başvurulmuştur.