Background Image
Previous Page  311 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 311 / 441 Next Page
Page Background

Anayasa Mahkemesi’nin Vergi ve Benzeri Mali Yükümlülüklere İlişkin Kararlarında ...

310

Başvuruda yer verilmemiş olmakla birlikte, gerekçe ile bağlı olma-

yan AYM, iptali talep edilen gecikme faizi hakkındaki hükmü, “Ka-

nunların Geriye Yürümezliği İlkesi” dolayısıyla Anayasa’nın 38. mad-

desinin birinci fıkrasında yer alan “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte

bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz”

hükmü yönünden de incelemeye tabi tutmuştur.

2. Kararın İlgili Kısmı

Gecikme faizine ilişkin VUK’un 112. maddesi hükmünün

Anayasa’nın 38. maddesindeki hüküm nezdinde incelenmesi netice-

sinde verilen AYM kararının ilgili kısmı şu şekildedir:

“Vergi yaratan olay gerçekleştiği an, vergi yükümlülüğü doğmuş ola-

caktır. Bu yükümlülüğün beyan yoluyla yükümlü tarafından veya ikmalen,

re’sen veya idarece tarh işlemleri yoluyla vergi idaresince belirlenmesi hangi

tarihte yapılmış olursa olsun; mükellefiyete esas olacak tarih, vergiyi yaratan

meydana geliş tarihidir. Olaya bu şekilde bakmak, hem devlet maliyesi ve hem

de kamu yararını vaktinde ödeyenle ödemeyen yükümlüyü birbirinden ayırt

etmek, ödeyeni korumak ve böylece vergilerin zamanında ödenmesini sağla-

mak yönünden de gereklidir. Böyle bir yaklaşımın hukukun temel ilkelerinden

biri olan ‘Kanunların Geriye Yürümezliği İlkesi’ ile çatışan bir yönü yoktur.

Vergi, geliri yaratan olay ile doğduğundan; beyan, tarh, tahakkuk ve tahsil iş-

lemleri, kaçınılmaz bir şekilde birbirini izleyen dönemlerde ortaya çıkacaktır.

Bu nedenle gecikme faizi uygulamasının, bu uygulamayı getiren kanunun

yürürlüğe girmesinden sonra gerçekleşen gelir yaratıcı olaylara uygulanması

durumunda; üzerinden ne kadar süre geçmiş olursa olsun, gelir yaratan olaya

dönüş ve gecikme faizini bu olayın vade tarihinden başlatmak; ‘Kanunların

Geriye Yürümezliği İlkesi’ ile çatışmaz.”

20

3. Değerlendirme

İşbu kararın kamu yararını,

“vergi borcunu ödeyenle ödemeyen mü-

kellefi birbirinden ayırt etmek, ödeyeni korumak ve böylece vergilerin zama-

nında ödenmesini sağlamak”

şeklinde değerlendiren bölümü ile vergi

affı niteliğindeki yukarıdaki düzenlemelerle ilgili AYM kararlarında-

20

AYM’nin 27.09.1988 tarih ve E. 1988/9, K. 1988/28 sayılı Kararı (26.12.1988 tarih

ve 20031 sayılı RG’de yayımlanmıştır).