Background Image
Previous Page  268 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 268 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (105)

Hayrunnisa ÖZDEMİR

267

Özel hastane veya klinik ile tıbbi tedaviye, oda tahsisine ve günlük

bakıma ilişkin yapılan akitlerde hekim, hemşire ve hastanede çalışan

diğer görevliler, hastanenin veya kliniğin ifa yardımcısı sayılırlar

18

.

Türk Yargıtayı verdiği kararlarında hastanede görev yapan sağlık per-

sonelinin, hastaya sağlık hizmeti verirken içinde bulunduğu hukukî

durumu tespit ederken genellikle TBK. m. 66 hükmünü uygulamak-

tadır

19

. Özel hastanede çalışan hekimin fiili sonucu zarar gören hasta

18

BGH, NJW 1956, 1106; devlet hastanelerinde yatan hastalara karşı uygulancak

olan tedavi devletin egemenliğine bağlı olarak kamu hukuku niteliklidir. Bundan

dolayıdır ki, kamu hastanelerinde görev yapan hekimlerin tıbbi müdahalelerine

Devlet Memurları Kanunu uygulanır ( BGE 111 II 149; 102 II II 183); Loeffler, 32

vd; Laufs, PN. 347; Türk hukukunda da Anayasanın 125. Maddesi gereği devler

hastanelerden birinci dereceden sorumludur.

19

Aksi görüş Türk Yargıtayı mütemadiyen vermiş olduğu kararlarında, hastane

ile hekim arasındaki ilişkiyi TBK. m. 66’ya dayandırmaktadır. Apaçık hekim ile

hastane arasında hizmet sözleşmesi olmasına rağmen, hekim hastane ilişkisini

haksız fiil hükümlerine dayandırmktadır.“Davacılar Z. ve Ö ………..Hastanesi,

Dr. B……..ve Dr. C arasındaki manevi tazminat, istirdat davasının yapılan yar-

gılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne

ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar tarafından temyiz

edilmesi……… dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi gereği

düşünüldü. Davacılar karı koca olduklarını, davacılardan Ö.’nün hamileliğinin

ilk günlerinden itibaren davalı hastanede çalışan Dr. A’nın hamilelik kontrollerini

yaptığını, bu doktorun izne ayrılmasından sonra yine aynı hastanede çalışan di-

ğer davalı doktorların davacı Ö ile ilgilendiklerini, doğum sancılarının başlaması

ile birlikte hastaneye alındığını, sezeryanla doğumun gerçekleştirildiğini, doğum-

dan sonra bebeğin tırnakları morarıp nefes almakta zorlanmasına rağmen dört

gün bekletildikten sonra küveze alındığını, doğumdan sekiz gün sonra da haya-

tını kaybettiğini, kalp rahatsızlığının anne karnında teşhis edilememesi ve gerekli

özenin gözetilmemesi nedeni ile davalıların olayda kusurlu olduklarını belirterek

……..manevi tazminata ödeme tarihinden itibaren tahsilin karar verilmesini iste-

mişlerdir. Davalılar ise Ö için gerekli herşeyin yapıldığını ileri sürerek davanın

reddini talep etmişlerdir. Mahkemece Adli Tıp raporu ve bu rapora dayanak teş-

kil eden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları Ana Bilim Dalı

Başkanlığının hazırladığı rapor hükme esas alınmak suretiyle asıl davanın red-

dine karar verilmiş ve temyiz itirazları reddedilmiştir. Davacılar Ö ve eşi Z karar

düzeltme talebinde bulunmuşlardır. Dairemizin 2003/1364 Esas, 2003/13347 ka-

rar sayılı ilamı ile bu kez “ davacılar karşı davalıların sair taleplerinin reddine, da-

valılardan …… hastanesi ile davacılar arasındaki ilişki vekalet ilişkisi olup, davalı

hastane Borçlar Kanununun 55. (TBK. m. 66) maddesi gereğince istihdam eden

sıfatı ile hastanede çalışan doktorların neden olacağı zararlardan kurtuluş kanıtı

getiremediği sürece, kusursuz sorumluluk ilkesi gereği sorumludur. Mahkemece

hükme dayanak alınanAdli Tıp raporunda da belirtildiği üzere, İÜCerrahpaşa Tıp

Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanlığının 15.03.2001

tarih ve 49 nolu raporunda bebeğin ölümünün doğuştan kalp hastalığı ve bunun

getirdiği sorunlar nedeniyle oluştuğu, bahsi geçen kalp hastalığının gebelik es-

nansında teşhis edilmesi ve ailenin bu durumdan haberdar edilmesi ile bebeğin

doğar doğmaz yoğun bakıma alınarak sürekli tedbirlerin alınması ve gerektiğinde