Background Image
Previous Page  29 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 29 / 505 Next Page
Page Background

Ceza Adaletinde Sapmalar

28

Uygulamada, mesleki deneyimlere dayanılarak tanıklara özgü

aşağıdaki faktörler saptanmıştır. İşte tanık beyanlarının gerçeği yan-

sıtıp yansıtmadığını saptamak için belirtilen bu faktörlerin hâkimlerce

irdelenmesi gerekmektedir.

13

Anılan faktörler şunlardır:

1. Tanık anlatımı kendi içinde tutarlı mı? Diğer bir ifade ile tanığın

söyledikleri kendi içinde çelişkili mi?

2. Diğer tanık beyanları ile tutarlılık gösteriyor mu?

14

Tanıklar yüz-

leştirildi mi?

3. Belgesel delil, taraflarca kabul edilen gerçekler veya

herkesçe bi-

linen veya deneyimle sabit olan gerçeklerde olduğu gibi tartışma

götürmeyen gerçeklerle tutarlı mı?

4. Tanığın fiziki (örneğin görme bozukluğu veya zayıflığı, renk körlü-

ğü) veya akıl zayıflığına (patolojik

amnesia

) ilişkin bulgular ile dü-

rüstlüğü hakkındaki yaygın kuşkular göz önüne alınarak tanığın

“güvenirliği” değerlendirildi mi?

15

13

J. Vennard. Contested Trials ın Magistrates’Courts. Home Office, London 1982

p.23; Schroeder/ Yenisey. Dürüst Yargılanma Hakkı (Fair Trial) İst., 1997 s.68:

“Yaşanan olaylardan, insan yalnızca kendi ilgi alanına girenleri algılamaktadır.

Örneğin bir tanık, şahit olduğu trafik kazasından sonra kendisine sorulduğun-

da, kadın ise, arabadaki diğer kadının giydiği elbisenin model ve rengini rahatça

hatırlayabilmekte, tanık erkek ise, otomobilin marka ve modelini söyleyebilmek-

tedir. Bu nedenle, tanık beyanı noksanları göz önünde tutularak değerlendiril-

melidir.” Yalancıyı ele veren ipuçları için bkz. D. J. Lieberman,

Size Kimse Yalan

Söyleyemez

Vatan (15/05/2004) s.13: Yalan söyleyen kişi göz temasından kaçınır,

göz göze gelmemek için elinden geleni yapar; kendisini itham eden insandan

uzaklaşmak isteğiyle muhtemelen bakışlarını kapıya doğru çevirir.

14

“Hakareti içeren sözlerin varlığı açısından olay tanıklarının anlatımları arasındaki

çelişkilerin giderilmesi, giderilmediği takdirde hangi anlatımın üstün tutulduğu-

nun açıklanarak hüküm kurulması gerekmektedir.” Yargıtay 4.C D. E:93/10018,

K:94/127).

15

Suçlular, tanıklar, mağdurlar yalan söylemektedirler. Bunlar arasında doğru

söylemeye çalışanlar bile bazı şeyler hakkında yalan söylerler. Yalan makinesi-

nin kesinliği bir görüşe göre % 90 iken, diğerine göre ise % 70’dir. Hakkında test

uygulanan kişinin sakin ve uygulayıcı ile sıcak bir ilişki içine girmesi (

dostane

olma) sonucu yanıltma olasılığı oldukça fazladır. Birincisi, insanın öyle irade et-

mesi, ikincisi kendini o şekilde eğitmesi ile sonucu etkileme riski daima vardır.

En geçerli yöntem beynin yanıtlarını nesnel olarak saptamak olacaktır. Kişinin

işlediği bir suçu beyin kaydederek saklamaktadır. Kişi dürüst olsun veya olma-

sın, nedamet getirsin veya getirmesin beynin sorgulama sırasında kendiliğinden

yanıt verebileceğine kuşku duyulmamalıdır. Beyin tanıdığında “işte” diyebilecek

bir yanıtla kendini vurgulayacaktır. Kuşkusuz, masum kişi bakımından yapılacak

bir sorgulamada beynin tanış olmadığı bir olay hakkında tepki vermesi söz konu-

su olmayacaktır. İşte bu gelişmelerle, hikaye uydurmak/yalan söylemek gittikçe