

TBB Dergisi 2013 (105)
Mustafa T. YÜCEL
23
Almanya’da genel kural olarak, duruşma öncesi tutukluluktan,
özgürlükten yoksunluk davanın önemi ve beklenen cezaya orantısız
olduğunda, kaçınılması emredilmektedir (StPO § 112-1). Bu kurala
karşın ampirik bir çalışma, duruşma öncesi tutuklu sanıklardan yal-
nızca % 55’inin hapis cezası aldığını göstermiştir. Bu sonuç yaptırım
olarak hapis cezasına başvuru oranının Almanya’da düşük olmasına
referansla irdelenmelidir. Bu türden veri saptamalarına ülkemiz açı-
sından gereksinme olduğu açıksa da, çok sanıklı ve çok klasörlü so-
ruşturmalarda yasal süreler içinde yeterli inceleme olanağı olmadığın-
dan, kanıtlardan çok suçlamanın ağırlığına bakılarak veya kaçar mı,
kanıtları karartması mümkün mü diye özenli bir araştırma yapılmak-
sızın tutuklamaya karar verilmesi gibi kötü örneklere 2010-2012 yılları
Türkiye’sinde tanık olunmuştur.
10
Hâkimlerin dava yönetimindeki tutum ve davranışlarının adaletin
kalitesi/estetiğini etkileyen öğelerden biri olduğu göz ardı edilmeme-
lidir. Kuşkusuz,
yargılama
avukatlar/taraflar için “
çile çekme
” süreci ol-
mamalıdır. Bu kategorik önermeye karşın hâkimlerin kişisel özellikleri
nedeniyle mahkeme bazen duvarlaşmakta; taraflar için hiç te hoş bir
deneyim olmamakta; hâkimler de, “
mahkeme kadıya mülk değildir
” ata-
sözünü göz ardı etmektedirler.
Çoğu insanlara özgü bir saik olarak “ilgiye”/popüler olma ve say-
gı görmeye hâkimlerin de ihtiyaçları yok mudur? Var ise, ilgili çevre-
sinin onayına (Yargıtay’ı da içermek üzere, halk, hükümet kurumları,
meslektaşları, sosyal çevresi) dayalı bir (eller desin davranışı) yakla-
şım sergilemedikleri kim ileri sürebilir? Sosyal ve profesyonel çevresi
ile içtihatların kararları yönlendirmesindeki etkileri ne ölçüde olmak-
tadır? Hâkimlerin şiddet/cinsel suçlular hakkında psiko-kriminolojik
bilgileri (sanıkların ilerde mükerrir olup olmayacaklarını tahmin) keçi-
lerin koyunlardan ayırdı gibi tanıkların güvenirliğini sağlama yetileri
ne ölçüdedir? Bu alanlarda makul sayılabilecek ölçüde ölçütler kulla-
nılması gerekmez mi?
Gerçeğin kalitesi, her zaman bir olayı aydınlatma amacına hizmet
eden yargılamanın kalitesine bağlı olacaktır.
10
Bizler için kritik soru görünüşte benzer/aynı olan terimlerin/kavramların nasıl
olup ta
ülkemizde
mutasyona uğrayarak farklı anlamları yansıttığını görememektir.