Background Image
Previous Page  168 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 168 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (106)

Ahmet Cshit İYİLİKLİ

167

iyi şekilde yerine getirecektir

125

. Zira somut ihtilafa vücut veren hayat

olayının kahramanları da davanın taraflarıdır

126

. Dava malzemesinin

toplanması bağlamında hukuk ile ceza yargılamasında farklı ilkelerin

egemen olması

127

, yani ceza yargılamasında; resen araştırma ve serbest

delil ilkesinin geçerli olması, yargılamanın amacı olan gerçeğe ulaş-

ma noktasında farklılık doğurmaz

128

. Birden fazla yargılama usulünün

varlığı, birden fazla gerçeğe ulaşılmasına yol açmamalıdır

129

. Zira bu

farklılıklar çözmeye çalıştıkları uyuşmazlığın özünden, niteliklerinden

kaynaklanmaktadır. Ancak bu ilkeden dolayı hâkimin hakikate ulaş-

ması da sınırlanmıştır

130

. Bundan dolayıdır ki, taraflar dava temelini

oluşturan vakıaları

131

eksiksiz ve gerçeğe uygun olarak yargılamaya

taşımalıdır. Bu ilke kapsamında, hâkim, müphem ve çelişik gördüğü

vakıalar hakkında izahat isteyebilir. Ancak bu durum davaya taşınan

hayat olayları ile sınırlıdır. Hâkim, tarafların söylemediği ya da dilek-

çede belirtmediği bir hususu resen soramayacağı gibi, bu konularda

hatırlatma ya da telkinde dahi bulunamaz. Kanundaki “birinin söyle-

mediği veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz” ifadesinden kas-

tın, davada ileri sürülen hayat olaylarını işaret ettiği, hukuksal sebep-

lerin bunun kapsamına dâhil olmadığını

132

söyleyebiliriz.

125

Alangoya, İlkeler, s. 87 vd. “Medeni usulde eşitler arasındaki özel hukuk çekişmeleri

söz konusudur. Yani eşit sujeler bir menfaatler çatışması içindedir ve yargılamaya

getirilecek olayın tarihsel gelişimini en iyi bilebilecek durumdadırlar. Şimdi böyle

bir durumda en uygun düzenlemenin dava malzemesinin getirilmesinde taraflara

ağırlık verilmesi olacağı kendiliğinden ortaya çıkıyor. Çıkar çatışmasının tarafları

karşı taraf aleyhine olabilecek bütün vakıaları getirme çabasında olacaklardır ve ola-

yı en iyi bilenler olarak onların gerekli vakıaların tümünü getirmesi beklenir.”

126

Belgesay, Dava Teorisi, s.106.

127

Yani ceza yargılamasında; vakıaların ve delillerin toplanmasında resen araştırma ve

serbest delil ilkesinin geçerlidir, keza, ceza yargısında ön planda olan kamu yararı

iken, hukuk yargısında kişisel yarar ön plandadır. İşte bu özelliklerinden dolayı bu

iki yargı farklılaşır, ancak tekrar etmek de fayda vardır ki, bu farklılıklar, hakikate

ulaşmada da farklılık olduğu sonucuna götürmez. Zira bir başka usulün varlığı, yar-

gılamada amaç olan gerçeğin birden fazla olması anlamına gelmemelidir.

128

Tercan, Gerçeği Söyleme Yükümlülüğü, s. 181. “Her iki hukuk dalı da (medeni usul

ve ceza hukuku) kanunları uygulayarak maddi gerçeği bulup ortaya çıkarmayı

amaçlamaktadır.”

129

Alangoya, Dava Temeli, s.91. “Usulün amacı gerçeğe ulaşma olduğuna göre fark-

lı usullerde (hukuk, ceza,idare) farklı yargılama usullerinin bulunmasının nedeni,

farklı gerçeklerin bulunması değil, bu gerçeğe varmak için her usulde ona uygun

bir metodun varlığı gereğidir.

130

Yıldırım, Delillerin Değerlendirilmesi, s. 49. “Vakıaların taraflarca getirilmesi ilkesi-

nin cari olduğu davalarda hakikatin araştırılması sınırlıdır.”

131

Alangoya, İlkeler, s. 103.

132

Yılmaz, Islah, s. 156.