Background Image
Previous Page  170 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 170 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (106)

Ahmet Cshit İYİLİKLİ

169

me hakkı, kişiyi yargılamanın objesi değil, süjesi haline getirmektedir.

Hukuki dinlenilme hakkı, her iki tarafa da eşit

136

olarak tanınan bir

haktır

137

. İlkin tarafların yargılamanın varlığından haberdar

138

edilme-

sidir

139

. Müteakiben yargılamaya konu dava dosyası ile ilgili bilgi ve

bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde

açıklandığı üzere bu hak, Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi-

nin 6. maddelerinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.04.2010 gün ve 2010/11-195E. - 238K. sa-

yılı usulden bozmayı kapsayan ilamının gerekçesinde aynen; “Yasanın aradığı

anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz,

uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam

bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendiril-

diğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandı-

rıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal

bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir” ifadelerine yer verilmiştir. Nitekim,

07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesin-

de yer alan “Gerekçenin, ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir

biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği, yasa koyucu-

nun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve taraf-

ları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir” şeklindeki açıklama

ile de aynı ilkeye vurgu yapılmıştır. Anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gö-

zetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama,

gerek yargı erki ile yargıcın, gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden

uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz. Belirtilen anayasal ve yasal

düzenlemeler doğrultusunda, borçlu tarafından ileri sürülen itiraz sebeplerinin

gerekçesiyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,

takibe (zorunlu takip arkadaşlığı), faize itiraz konularında gerekçe gösterilmeksi-

zin itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir.” (12.HD 31.05.2012, 812/18790).

136

Özekes, Hukuki Dinlenilme Hakkı, s.68.

137

Yılmaz, Şerh, s.278.

138

“Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Yerel mahkemece esas hakkında hüküm veril-

mesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edil-

miştir. Davacı, icra dosyası üzerinden gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinin usul

ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, borçlu bulunmadığının tespiti ile davalının %40

tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, icra dos-

yasında yapılan işlemde herhangi bir kusuru olmadığını belirterek davanın reddini

savunmuştur. Mahkemece, aynı taleple icra hâkimliğine de başvurulduğu ve karar

verildiği gerekçesiyle esas hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına karar veril-

miştir. Dosya kapsamından; davacı vekiline yapılan duruşma gün ve saatini bildirir

davetiye tebliğinin hatalı olduğu anlaşılmaktadır. Şöyle ki; dava tensip zaptında du-

ruşma günü 23.12.2010, saati 10.00 olarak belirlenmiş, dosyadaki tebligat parçasında

da duruşma saati, 10.00 yazarken, davacı vekiline çıkartılan tebligata tensip zaptı su-

reti eklenmemiş ve tebligatın davacı vekilinde kalan parçasında duruşma günü aynı

iken saati 12.00 olarak belirtilmiştir. Dosyada ilk celse davacı asıl ya da vekili katıl-

maksızın karar verilmiştir. Bu durum, davacı tarafın yargılamaya katılma ve temsil

hakkını dolayısı ile iddia ve savunma hakkını kısıtlar mahiyette olduğundan usul ve

yasaya aykırı kararın bozulması gerekmiştir.” (4.HD 14.06.2012, 8048/10470).

139

Tarafın yargılamadan haberdar edilmesi, davetiye çıkartma veya ilan suretiyle ya-

pılabilir. Yazılı tebligat yapılması olanağı varken, ilan yoluyla tebligat yapılması,