

Hukuk Yargılamasında Dava Sebebi Üzerine Bir İnceleme
178
açıklamak gerekecektir. Zira hâkim önüne getirilen dava sebebini
204
,
yani hayat olaylarını tüm hukuki sebepler ışığında tetkik etmek zo-
rundadır
205
. Bu hâkime verilen bir görevdir
206
. Taraftan hukuki sebebi
bilmesi beklenemez. İşte hâkimin davaya getirilen vakıalara binaen
yaptığı yargılama sonunda verdiği hüküm, maddi anlamda kesin hü-
küm teşkil ettiğinden
207
, kesin hüküm müessesinde, davanın gerçek
sebebi vakıalardır
208
. Zira hükmün dayandırıldığı esas, tüm hukuki
sebepler süzgecinden geçirilen hayat vakıalardır
209
. Kanaatimizce,
kesin hükümde dava sebebinin, salt vakıa olmadığına ilişkin görüş,
hukuki altlamadan
210
ziyade, hukuki sebeple birleşen vakıanın
211
ya
da salt vakıaların
212
taraflarca açıkça ya da zımnen yargılamaya ge-
tirilmemesi ile alakalıdır
213
. Zira hakim getirilmeyen vakıaları re’sen
nazara alamayacaktır
214
. Kaldı ki, hukuki altlama görüşüne göre de
204
“Dava sebebi, hukuki sebep olmayıp, davacının davasını dayandırdığı vakıalar-
dır. Öyle ise, her iki davanın da dayandığı maddi vakıalar (olaylar) aynı ise, diğer
iki koşulun da bulunması halinde kesin hükmün bulunduğundan söz edilebilir.”
(HGK; 02.11.2011, 2-561/668).
205
Üstündağ, s.27.
206
Meriç, Tasarruf İlkesi, s.80 vd.
207
Bir maddi vakıanın (dava sebebinin) birden fazla hukuksal nedene dayalı ola-
rak ileri sürülmesi hali, doktrin ve uygulamada mütelahik dava olarak adlandı-
rılmaktadır. Bu nitelikteki davalarda mahkemece, davaya uygulanması gereken
yasa maddelerinden (hukuksal nedenlerden) sadece birine göre inceleme yapı-
larak davanın reddi halinde, ilk davada incelenmemiş olan kanun hükümlerine
dayanarak yeni bir dava açılması mümkün olmayıp, açılmış ise kesin hüküm ne-
deniyle reddedilmelidir. Bu durumda davacının iş bu davanın mesnedi olan iki
aylık kira bedeline ilişkin keşide edilen çeklerin karşılıksız çıkması olgusunun ilk
davada verilen ve kesinleşen red kararının kapsamında kaldığı, mezkur red kara-
rının yukarıda yapılan açıklamalar da gözetildiğinde, aynı maddi vakıaya dayalı
olarak açılan iş bu dava bakımından kesin hüküm niteliğinde bulunduğunun ka-
bulü zorunludur.” (11.HD 25.12.2008, 12577/14418).
208
Kuru, s. 235. “Zira, hakim, bu vakıalarla bağlı olduğu, bunlar dışındaki vakıala-
rı kendiliğinden re’sen nazara alamadığı için, birinci davada yalnız o vakıalara
inhisar etmek üzere inceleme yapmış ve yalnız o vakıalara dayanarak kararını
vermiştir. Şu halde, kesin hüküm de sadece o vakıalar bakımından mevcuttur.”
209
Üstündağ, s.33.
210
Özekes, Hukuki Sebep, s.759.
211
Özekes, Hukuki Sebep, s.759.
212
Meriç, Tasarruf İlkesi, s.79.
213
Postacıoğlu, s.514.
214
“Davacı tarafından açılan ilk dava olan Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin
2000/987-2002/871 sayılı davada dayanılan maddi vakıa, paranın davalı uhde-
sinde olduğuna yönelik iken, işbu dava davalının çalışanlarının yönlendirmeleri
sonucu paranın off-shore hesabına aktarıldığı iddiasına dayalı olarak açılmıştır.
Kesin hükümden söz edilebilmesi için, tarafların ve müddeabihin aynı olmasının
yanı sıra dava sebeplerinin de aynı olması gerekir, dava sebebinden maksadın ise