Background Image
Previous Page  194 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 194 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (106)

Ahmet Cshit İYİLİKLİ

193

etmesidir

298

. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 375. maddesinde tahdidi

olarak yargılamanın iadesi sebepleri sayılmıştır. Dava sebebi bakımın-

dan bizi ilgilendiren sebep, (ı) fıkrasındaki; “bir dava sonunda verilen

hükmün

kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan

ikinci davada öncekine aykırı bir hüküm verilmesi

299

ve bu hükmün de

kesinleşmiş olmasına” ilişkin düzenlemedir

300

. Ancak tarafları, konusu

nın iadesi sebeplerinin varlığının, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat

edilmesi gerekir.” Hükmüne yer verilmiş; Atıf yapılan 1.fıkranın; (4).bendinde:

“Şahadeti hükme esas ittihaz olunan şahidin hükümden sonra yalan şahadetle

mahkum edilmiş olması”; (5).bendinde: “Ehlihibrenin kasten hilafı hakikat ihba-

ratta bulunduğunun hükmen tahakkuk etmesi”; (6).bendinde – “Mahkümunle-

hin yalan yere yemin ettiği ikrarı veya beyine-i tahririye ile sabit olmuş olması”,

halleri sıralanmıştır. Yine aynı Kanunun 448. maddesinde de; “İade-i muhakeme

talebini mutazammın arzuhal, hükmü veren mahkemeye verilir ve orada tetkik

olunur. 445 inci maddenin onuncu numarasında yazılan sebepten dolayı iade-i

muhakeme talebini havi arzuhal ikinci hükmü ita eden mahkemeye verilir.” Dü-

zenlemesi yer almaktadır. Bu hükümler ortaya koymaktadır ki, kesin verilen veya

kesinleşmiş olan kararlar hakkında sayılan sebeplerle yargılamanın yenilenmesi

istenebilir. Önemle vurgulanmalıdır ki, ilke olarak, kesin hükme bağlanmış bir

davaya yeniden bakılamaz. Bunun en önemli istisnası yargılamanın yenilenmesi

yoludur. Yargılamanın yenilenmesi, bazı ağır yargılama hatalarında ve yanlışlık-

larından dolayı, maddi anlamda kesinleşen hükmün ortadan kaldırılmasını ve

daha önce kesin hükme bağlanan bir dava hakkında yeniden yargılama ve ince-

leme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. Yargılamanın yenilen-

mesi, sadece kesinleşmiş olan esasa ilişkin son kararlara karşı başvurulabilecek bir

kanun yoludur. Maddi anlamda kesin hüküm gücü bulunmayan kararlara karşı

(örneğin çekişmesiz yargıda verilen son kararlar) yargılamanın yenilenmesi yolu-

na başvurulamaz. Yargılamanın yenilenmesi davasının konusunu ise, yargılama-

sının yenilenmesi istenen dava teşkil eder.” (HGK, 15.06.2011, 20-226/412).

298

Meriç, Kesin Hüküm, s. 399. ; Yılmaz, Şerh, s.1561; Kuru, s. 243; Arslan, Yargıla-

manın Yenilenmesi, s.118.

299

Arslan, Yargılamanın Yenilenmesi, s.120.

300

Dava, yargılamanın yenilenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine

karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı şirketin kayden ma-

liki olduğu 596 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunduğu

iddiasıyla Hazine tarafından açılan dava sonucu iddianın kabulü ile Seferihisar

Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/12/1997 tarih 224-322 karar sayılı ilamıyla kıyı

kenar çizgisi içerisinde kalan bölüm bakımından iptal ve terkin kararı verildiği,

söz konusu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Ancak kesinleşmiş hükme konu olan taşınmazın sicil kaydının Seferihisar Asliye

Hukuk Mahkemesinin 15/02/1965 tarih 1964/47 esas, 1965/10 karar sayılı tescil

ilamıyla oluştuğu anılan hükümde davanın tarafı Hazine ile yargılamanın yeni-

lenmesini isteyen halefinin taraf bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, çekiş-

meli taşınmaz yönünden birbirine aykırı iki kesin hüküm oluştuğu açıktır. Öyle

ise davada HUMK’nin 445. maddesinin 10. bendinin uygulama yeri bulunacağı

düşünülmelidir. Hal böyle olunca, davacının yargılamanın yenilenmesi isteğinin

dinlenebilir olduğunun kabul edilmesi işin esasına girilerek sonucuna göre bir

karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.