

TBB Dergisi 2013 (106)
Özcan ÖZBEY
61
Daha sonra, Sunday Times gazetesi kitaptan bazı bölümleri yayınla-
maya başlamıştır. Lordlar Kamarası, 30 Temmuz 1987’de daha önceki
mahkeme kararına dayanarak mahkeme kararlarının bağlayıcılığı ve
saygınlığı açısından anılan gazete ve diğer bütün medya araçlarına
yayın yasağı koymuştur. Kitap, bu arada İngiltere dışındaki birçok ül-
kede yayınlanmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, İngiliz mah-
kemesinin, Observer ve Guardian gazetelerine koyduğu geçici yayın
yasağının ulusal güvenlik açısından gerekli olduğuna işaretle Sözleş-
meye aykırılık görmemiştir. Sunday Times ve diğer medya araçlarına
konan ikinci yayın yasağını ise, demokratik bir toplumda gereksiz bir
müdahale olarak nitelendirilmiştir. Mahkemeye göre, ABD’de yayın-
landıktan sonra gizliliği kalmadığından, ulusal güvenliği koruma ge-
rekçesi ortadan kalkmıştır. Geriye kalan, istihbarat teşkilatının etkinlik
ve itibarının korunması ise, yayın yasağı konulması için tek başına ye-
terli bir gerekçe değildir.
44
AİHM, 9.2.1995 tarihli (Series A No. 306-A.) “Vereniging We-
ekblad Bluf!/Hollanda
”
davasında da farklı olgular temelinde, “ulu-
sal güvenlik” ile ifade özgürlüğü arasındaki çatışmayı incelemiştir.
Mahkeme bu kararında hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik
bir toplumun işleyişinin, istihbarat örgütleri gibi bir takım kurumla-
rın gizli çalışmasını gerektirebileceğini kabul ediyordu. Avrupa İn-
san Hakları Mahkemesine göre bu, devlete kendini demokratik bir
toplumun temel değerlerini yıpratmaya çalışan kişi veya grupların
faaliyetlerine karşı koruma olanağı verecekti. Dolayısıyla Mahkeme,
müdahalenin (yani el koyma ve toplatma) “ulusal güvenliği” koruma
“meşru amacına” sahip olduğunu kabul ediyordu. Bu davaya konu
olayda, istihbarat servisinin 6 yıl önceye ait çok gizli nitelikteki bir
belgesinin dergiye ek olarak dağıtmak için basıldıktan sonra, dergi ve
ekinin toplatılması, dergi ve ekinin gizli basılıp caddelerde satılması
ve takipsizlik kararından sonra toplatılan dergilerin iade edilmemesi
söz konusuydu. Toplatma kararından sonra yayıncılar yüksek sayıda
nüshayı yeniden basarak çok kalabalık olan Amsterdam sokakların-
da satmışlardı. Dolayısıyla, söz konusu derginin toplatılmasına karar
verildiğinde zaten geniş biçimde yayılmış bulunmaktaydı. (…) Bu
44
Ünal, Şeref, ‘‘Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi-İnsan Haklarının Uluslararası İl-
keleri’’, TBMM Basımevi, Ankara, 2001, s. 262.