

TBB Dergisi 2013 (106)
Özcan ÖZBEY
67
sadece kırıcı, şaşırtıcı veya rahatsız edici olmasının müdahalenin haklı
gösterilmesi için yeterli olmayacağını yinelemektedir (bkz. yukarıdaki
paragraf 58). Mevcut davada söz konusu olan, nefret konuşmaları ve
şiddetin yüceltilmesidir.
Başvuranın bu mektuplarda bulunan görüşler ile şahsen bağlantılı
olmadığının doğru olmasına rağmen, mektupların yazarlarına şiddet
ve nefretin körüklenmesi için bir araç temin etmiştir. Dergi ile sade-
ce ticari açıdan bağlı olduğu ve yazı isleri müdürlüğü sorumluluğu
taşımadığı gerekçesi ile mektupların içeriğine ilişkin her türlü cezai
sorumluluktan muaf tutulması gerektiği yönünde başvuran tarafın-
dan ileri sürülen iddiayı reddetmektedir. Başvuran mal sahibi olup,
bu konumu itibarıyla derginin yazı isleri yönetimini şekillendirme
hakkına sahiptir. Bu nedenle, halk için bilgi toplanması ve dağıtılması
konusunda derginin yazı işleri ve muhabir personelinin görev ve so-
rumlulukları açısından vekaleten sorumlu olup, bu durum da çatışma
ve gerginlik durumlarında daha büyük önem taşımaktadır.
Yukarıdaki hususlar dikkate alındığında Mahkeme, derginin sa-
hibi olarak başvurana uygulanmış olan cezanın bir “zorunlu sosyal”
ihtiyacı karşılamak olarak kabul edilebileceğini ve başvuranın mah-
kumiyeti için yetkililer tarafından verilen mahkumiyetin “ilgili ve
yeterli” olduğu sonucuna varmıştır. Ayrıca Mahkeme, başvurana ol-
dukça ılımlı bir para cezası olan 166,666,666 Türk Lirasının verilmiş
olduğunu ve bu cezanın da sonradan yarıya, 83,333,333 Türk Lirasına
düşürülmüş olduğunu da dikkate almaktadır (bkz. yukarıdaki 14 ve
18. paragraflar).
Bu nedenlerden dolayı ve bu gibi davalarda ulusal yetkililerin
sahip olduğu takdir marjı da dikkate alınarak Mahkeme, söz konusu
müdahalenin amaçlanan meşru hedefler ile orantılı olduğu düşünce-
sindedir. Sonuç olarak, Sözleşmenin 10. maddesi ihlal edilmemiştir.”
Konuyla ilgili olarak Zana / Türkiye davasını
49
da incelemekte ya-
rar vardır. Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin 26 Mart 1991
tarihli kararıyla “yasanın cürüm saydığı bir fiili savunduğu” ve “umu-
mun emniyetini tehlikeye düşürdüğü” için Diyarbakır eski Belediye
49
Zana / Türkiye davası, (69/1996/688/880), 25 Kasım 1997, karar için bkz. http://
www.yargitay.gov.tr/aihm/upload/69_1996_688_880.pdf,e.t. 08.09.2012.