Background Image
Previous Page  75 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 75 / 473 Next Page
Page Background

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Işığında İfade Özgürlüğü Kısıtlamaları

74

kirlerin” kırıcı, şaşırtıcı veya rahatsız edici olmasının söz konusu mü-

dahalenin haklı gösterilmesi için yeterli olmayacağını ancak, mevcut

davada şiddeti yüceltecek şekilde kine dayalı bir konuşma söz konusu

(Sürek kararı -no:1-) olduğunu hatırlatmaktadır.

Hükmolunan cezanın orantılılığı konusunda ise AİHM, başvura-

na verilen bir yıl hapis ve 420.000 Türk Lirası tutarında para cezasının

ağırlığını kabul etmektedir. Bununla birlikte, bir kişinin davranışı yu-

karıda ifadesini bulan düzeye ulaştığında ve çoğulcu bir demokrasinin

temellerini inkar edecek ölçüde hoşgörüsüz bir hale geldiğinde, iç hu-

kuktaki caydırıcı yaptırımlar gerekli olabilir (Gündüz kararı). Ayrıca

başvuranın, yaklaşık dört buçuk aylık bir hapis cezası sonrasında 17

Eylül 1998 tarihinde şartlı olarak tahliye edilmiş olması dikkate alın-

dığında AİHM, mevcut davada uygulanan cezanın, halkın suç işleme-

ye teşvik edilmesinin önlenmesi şeklindeki hedeflenen meşru amaçla

orantılı olmadığının düşünülemeyeceğine kanaat getirmektedir (Gü-

zel-Türkiye (No:1), (karar),no:54479/00, 20 Eylül 2005).

Sonuç olarak AİHM, dava konusu müdahaleyi AİHS’nin 10/2.

maddesine uygun bulmuş ve AİHS’nin 10. maddesinin ihlal edilme-

diğine karar vermiştir.

Yukarıdaki içtihatlara göre AİHM, ulusal mahkemelere kısıtlama

konusunda şu yolu göstermektedir: “Yasal itaatsizliğe kışkırtma, ilke

olarak cezalandırılabilir bir eylem olmakla birlikte, yargıçlar kanuni

bir yasağı otomatik tarzda uygulamamalıdır. Yargıçlar, ifade özgür-

lüğünün belirli bir kullanımının cezalandırılmasının bu özgürlüğe

o kadar büyük bir değer atfeden

demokratik bir toplumda gerekli’

olup olmadığına karar verirken, çelişen çıkarları karşılıklı olarak tart-

malı orantısallık ilkesini uygulamalıdır. Ayrıca “Castells/İspanya”

61

kararının ortaya koyduğu gibi, ulusal mahkemeler devlet otoriteleri-

ne yönelik eleştirileri cezalandırmaktan kaçınmalıdır. Bu tür eleştiri-

ler sert bile olsa, siyasi çoğulculuğun ve kanaat çoğulculuğunun bir

parçasıdır.

62

61

Castells / ispanya (23.4.1992. A. 236) davasının Türkçe tammetni için bkz., Doğru,

insan Hakları Avrupa içtihatları, Beta Yayınevi, İstanbul, Ocak 1997, s. 217-237.

62

Macovei, a.g.e., s. 91.