

TBB Dergisi 2013 (106)
Özcan ÖZBEY
77
üç öğretmeni “yataklık edenler” olarak suçlamaktan dolayı hakaretten
mahkumiyetine ilişkindi. Divan, dava konusu sözler kamu yararı olan
konuları oluşturan sendikaların bağımsızlığı ve adli teşkilatın işleyişi
hakkında bir tartışma çerçevesinde söylense bile düşünceyi açıklama
özgürlüğünün sınırları olduğunu vurguladı. Başvuranın bir sendika
temsilcisi sıfatıyla kendisi tarafından oynanan özel rol ile birlikte, özel-
likle başkasının haklarını ve ününü korumak gayesiyle belirlenen sı-
nırlar içinde tepkisini göstermesi gerekirdi. Suç oluşturan beyanların
onur kırıcı niteliğini kabul ettikten sonra Divan, “başvuranın ‘yataklık
edenler’ terimini kullanmaksızın eleştirilerini yapmasının ve böylece
sendikal sorunlar konusunda kamuya açık bir tartışmaya katkıda bu-
lunabilmesinin tamamen kendi elinde olduğu” kanaatine varmıştır.
Bu nedenle, Divan, 10. maddenin ihlal edilmediğine karar verdi.
72
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ilkeleri ışığında, politikacı-
ları ya da genel olarak üst düzey yetkilileri (örneğin cumhurbaşkanını,
başbakanı, bakanları, milletvekillerini vb.), başta basından gelenler ol-
mak üzere hakarete veya şöhretine yönelik saldırıya karşı özel ya da
daha ağır cezalar aracılığıyla korumayı hedefleyen bütün yasalar 10.
madde ile bağdaşmaz bir nitelik taşır. Bu tür hükümlerin var olduğu
ve politikacılarca kullanılmaya çalışıldığı durumlarda ulusal mahke-
meler bunları uygulamaktan kaçınmalıdır. Bunun yerine hakaret ve
şöhrete halel getirme konusundaki genel yasal hükümler uygulanabi-
lir. Ayrıca, politikacıların şerefi ve şöhreti basın özgürlüğüyle çatışma
içine girdiğinde ulusal mahkemeler orantısallık ilkesini dikkatli bi-
çimde uygulamalı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
“
Lingens/
Avusturya
”
73
gibi davalarda sağlamış olduğu yol gösterici ilkelere
bakarak, gazetecinin mahkum edilmesinin demokratik bir toplumda
gerekli olup olmadığına karar vermelidirler. Benzer biçimde, ulusal
hukukun hakaret içeren ifadelere ilişkin davalarda “doğruluk kanıtı”
savunmasını öngördüğü durumlarda ulusal mahkemeler Avrupa İn-
san Hakları Mahkemesinin olgular ile kanaatler arasında yaptığı ayrı-
72
“Avrupa’da Düşünce Özgürlüğü”, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Mad-
desine İlişkin İçtihat, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Genel Müdürlüğü, e-kitap,
Fransızcadan çeviren Prof. Dr. Durmuş Tezcan,
http://www.hukuki.net/uploa-ded/ekitap/avrupa/bolum_1.htm - Erişim: 12.01.2010.
73
Lingens – Avusturya, 24 Haziran 1986, No. 1984/12- 84/1311, Seri A no. 103, kara-
rın Türkçe metni için bkz. Bıçak, Vahit, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Karar-
larında İfade Özgürlüğü”, Liberal Düşünce Topluluğu, Ankara, 2002, s. 114 vd.