Background Image
Previous Page  85 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 85 / 473 Next Page
Page Background

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Işığında İfade Özgürlüğü Kısıtlamaları

84

Mevcut olayın şartları altında Mahkeme, tartışma konusu müda-

hale ile korunan menfaatin, ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamala-

rı haklı göstermek bakımından yeterince önemli olduğunu düşün-

mektedir. Sonuç olarak, hem kurum olarak mahkemeyi hem de adı

belirtilmeden bir yargıcı küçük düşürene uygun bir ceza verilmesi,

Sözleşme’nin 10. maddesinin ihlaline yol açmayacaktır. O halde bu

davadaki sorun, başvurucunun Bölge Mahkemesine gönderdiği mek-

tuptan dolayı cezalandırılması gerekip gerekmediği değil, sorun, ce-

zanın Sözleşme’nin 10. maddesi bakımından uygun veya “gerekli”

olup olmadığıdır. Mahkemeye göre sekiz aylık hapis cezası, orantısız

bir şekilde serttir. İlke olarak cezayı saptamak ulusal mahkemelerin

yetkisinde olsa da, olayın şartları içinde, bu Mahkemenin orantılılık

ilkesinin uygulanmasını sağlamak zorunda olduğu ortak standartlar

vardır. Bu standartlar ise suçun ağırlığı, suç fiilin ağırlığı ve işlendiği

iddia edilen suç fiillerinin tekrarlanmasıdır. Mahkemeye göre olayda

uygulanan cezanın ağırlığı, suç fiilinin ağırlığını aşmaktadır. Bu fiil

yargı organına aleni ve bütüncül bir saldırı değil, fakat halkın habe-

rinin olmadığı karşılıklı bir mektuplaşmadır. Dahası suçun ağırlığı,

başvurucuya uygulanan cezayı haklı kılacak ölçüde değildir. Ayrıca

bu, başvurucunun kabul edilebilir eleştiri sınırlarını aştığı ilk olaydır.

Bu nedenle, daha az bir ceza haklı görülebilecek olduğu halde, ulusal

mahkemeler ifade özgürlüğünün “gerekli” istisnasını oluşturan sını-

rın ötesine geçmişlerdir. Bu nedenlerle Mahkeme, Sözleşme’nin 10.

maddesinin ihlal edildiği sonucuna varmıştır.

AİHM, bir yargı mensubunun yaptığı soruşturmayı basın ile pay-

laşmasındaki değerlendirmesini de, yürüttüğü darbe soruşturması

nedeniyle meslekten atılan ve mahkum edilen Cumhuriyet Savcısı S.

Kayasu davasında

83

orantılılık ilkesini de gözeterek ele almıştır. Anı-

lan davada şu düşüncelere yer verilmiştir:

“Mahkeme, bu iki metnin (başvurucunun darbeciler için vatandaş

olarak verdiği şikayet dilekçesi ve savcı olarak düzenlediği ve başsav-

cılıkça takipsizlikle sonuçlanan iddianame) şekli ve hedef aldığı kitle

ile ilgili olarak, bunların öncelikle bir ceza soruşturması başlatmayı

amaçlayan metinler olduğunu gözlemlemektedir. Takipsizlikle sonuç-

83

Kayasu /Türkiye davası, 13.11.2008, Kar. No: 10308, Başvuru No: 64119/00,

(Prg. 102-108) karar metni için bkz.

https://aihm.anadolu.edu.tr/aihmgoster.

asp?id=10308, e.t. 18.08.2012.