Background Image
Previous Page  231 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 231 / 505 Next Page
Page Background

Vatansızlığın Azaltılmasına Dair BM Sözleşmesi (1961) Karşısında Türk Vatandaşlığı Kanunu

230

Vatandaşlık hukukumuzda teknik anlamda “çıkma” olarak düşü-

nebileceğimiz, genel anlamda ise “vatandaşlığın terki” şeklinde tanım-

lanabilecek durum nedeniyle ortaya çıkan vatansızlık, Sözleşme’nin

7. maddesinde düzenlenmiştir. Hükme göre, “bir sözleşmeci devletin

hukukunun vatandaşlık hakkından feragata izin vermesi durumun-

da, bu feragat, başka bir vatandaşlığa sahip olunana ya da elde edi-

nilene kadar, vatandaşlık hakkının sona ermesi ile sonuçlanamaz”.

Sözleşme’nin bu hükmünde, ayrıca, “yabancı bir ülke uyrukluğuna

geçmeye çalışan bir sözleşmeci devletin vatandaşının vatandaşlık hak-

kı, ilgilinin yabancı bir ülkenin vatandaşlığını elde etmemesi ya da

edeceğini güvence altına almaması halinde sona erdirilemez” (m. 7/2)

denilmektedir. Bu hüküm, TVK’nun çıkmaya ilişkin hükmü ile uyum-

ludur. Çünkü Kanun’da da Türk vatandaşlığından çıkma için öngörü-

len şartlar arasında “yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmış olmak

veya kazanacağına ilişkin inandırıcı belirtiler bulunmak” (m. 25/1-b)

aranmaktadır.

Sözleşme’nin 8. maddesinde “bir sözleşmeci devlet, hiç kimseyi

vatansız duruma düşürecek şekilde vatandaşlıktan çıkaramaz” denil-

mektedir. Hükmün mutlak olarak uygulanması sonucunda, Sözleş-

meci devletler, vatandaşlarına vatansız kalma sonucunu doğuracak

herhangi bir yoksun bırakma halini uygulayamaz duruma gelmek-

tedirler. Sözleşme’nin bu hükmü karşısında, TVK’nun “kaybettirme”

(m. 29), vatandaşlığa alınmanın iptali” (m. 31) ve “ilgiliye Türk va-

tandaşlığı kazandıran evliliğin butlanı” (m. 16/3) sonucu doğabilecek

vatansızlık hükümlerinin değerlendirilmesi gereklidir.

TVK m. 29 uyarınca hakkında kaybettirme kararı verilen kişilerin

vatansız kalmaları mümkündür. Çünkü Kanun’un bu hükmünde “il-

gilinin vatansız kalmaması şartıyla” şeklinde bir ibareye yer verilme-

miştir. Bununla birlikte, TVK’nda kaybettirme kararı, hakkında karar

alınan kişiye ilişkin sonuçlar doğurur; bu nedenle kişisel etkilidir. Bu

husus, TVK’nda, “kaybettirme kararları şahsîdir, ilgilinin eş ve çocuk-

larına tesir etmez” (m. 30/2) denilmek suretiyle düzenlenmiştir.

TVK’nda, “Türk vatandaşlığının iptali” başlığını taşıyan hüküm-

de, “Türk vatandaşlığını kazanma kararı; ilgilinin yalan beyanı veya

vatandaşlığı kazanmaya esas teşkil eden önemli hususları gizlemesi

sonucunda vuku bulmuş ise kararı veren makam tarafından iptal edi-