Background Image
Previous Page  312 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 312 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (107)

Ali İbrahim AKKUTAY

311

mesine neden olan zarar, zarar veren devletin tahkim kararına uy-

mama yönündeki uluslararası hukuka aykırı davranışıyla değil, çok

daha önce gerçekleşen bir başka davranışıyla gerçekleşmiştir. Dola-

yısıyla, kişinin vatandaşlığında olduğu devletin, zarar veren devletin

tahkim kararına uymama yönündeki uluslararası hukuka aykırı dav-

ranışıyla neden olduğu zarara yönelik diplomatik koruma yolunu iş-

letmesi, ertelenen değil yeni bir uluslararası iddianın ileri sürülmesi

anlamına gelecektir.

d. Kişinin, Diplomatik Koruma Yolunu İşletecek Devletin

Vatandaşı Olması

Kişi, bir yatırım yaptığında, söz konusu yatırımdan kar etme ama-

cı güder. Elde edilen karın ve meydana gelen zararların hukuki sonuç-

ları da o kişiye ait olur. Bu sebeple de kişinin bizzat kendisinin yabancı

bir devletle olan yatırım ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlığı ulusla-

rarası bir iddiayla ileri sürebilmesi büyük bir ilerlemedir.

ICSID Sözleşmesi’ne taraf olan devlet kendi egemen iradesiyle

kişinin tahkim yoluna başvurmasını sağlamakta ve diplomatik ko-

ruma yoluna başvurma hakkının kullanımını durumun gereklerine

göre gerçekleştireceğini ortaya koymaktadır. Ancak birey bu yolu

işletmediği zaman, devlet uyuşmazlığa dahil olabilmektedir. Bu

durumda klasik uluslararası hukukun uygulama alanı bulabilmesi

mümkündür.

33

her zaman mümkündür. (Bu konuda benzer ve farklı yönleriyle konuya yaklaşımı

bakımından bkz. M. Sornarajah,

The International Law on Foreign Investment

, Third

Edition, Cambridge/New York/Melbourne, Cambridge University Press, 2010,

s. 36 vd.)

33

Uyuşmazlığın tarafı devletin ICSID kararına uygun olmayan bir şekilde hareket

etmesi neticesinde zararı giderilemeyen kişinin vatandaşlığında olduğu devlet bu

yolu tamamen kendi adına işletir. ICSID Sözleşmesi’nin en temel amaçlarından

birisi, yatırım sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların siyasallaşmama-

sı olduğu için bu yolun işletilmesi çeşitli olasılıkları da ortaya çıkarabilir. ICSID

Sözleşmesi’nin amacına en uygun şekilde diplomatik koruma yolunun işletilme-

sinin, kararın kişinin lehine uygun bir şekilde uygulanmasının sağlanmasıyla

mümkün olduğu görülmektedir. Bununla birlikte devletin kendi adına bir tazmi-

nat talebinde bulunmasını engelleyen bir kural da yoktur. Bu sebeple, diploma-

tik koruma yolunun son çare olarak işletilmesi aşamasına gelindiğinde, kişinin

vatandaşlığına olduğu devletin, ileri sürdüğü uluslararası iddiaların mümkün

olduğu kadar politik kaygılardan uzak olması en doğru tercih olur. (Bkz. Orlu

Nmehielle, s. 41)