Background Image
Previous Page  33 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 33 / 505 Next Page
Page Background

Bir İç Hukuk Yolu Olarak Bireysel Başvuru ve Etkinliği Sorunu

32

dan kaynaklı problemleri çözmek için kabul edilmesi gereken iç hu-

kuk yollarına ilişkin olarak saptanmış temel ilkelerin bir sonucudur.

Bu nedenlerden ötürü, yargılamaların uzunluğundan kaynakla-

nan adil yargılanma hakkı ihlalleri için öngörülen iç hukuk yolunun,

-ister Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvuru yolu olsun, ister

tesis edilen özel yol olsun-, uygulamada somut olarak bu gereklilik-

lere yanıt vermesi şarttır

39

. Aksi halde, hem adil yagılanma hakkı çer-

çevesinde, hem de AİH Sözleşmesi’nin 13. Maddesi yönünden

40

, Söz-

leşmeci taraf olan Türkiye açısından sorun devam edecek ve davanın

Sözleşme’nin 6 § 1. Maddesi anlamında makul bir süre içinde görül-

mesine imkan tanıyan etkin bir iç hukuk başvuru yolu olmaması ne-

deniyle, AİHM’nin, ayrıca Sözleşme’nin 13. Maddesinin ihlal edildiği

yönündeki çifte ihlâl saptamaları ile karşı karşıya kalınabilecektir

41

.

II) BİREYSEL BAŞVURU YOLU VE ADİL YARGILANMA

HAKKI İLİŞKİSİ

Anayasa Mahkemesi artık kanunların anayasaya uygunluğunu

soyut olarak inceleyen bir yargı makamı olmaktan çıkıp, kişilerin te-

39

Not etmek gerekir ki,

Müdür Turgut ve diğerleri/Türkiye

, (4860/09 n° lu) başvu-

rusu ile ilgili 26/03/2013 tarihli kararında AİHM, 6384 sayılı kanunu incelemiş

(R.Gazete, Tarih: 19/1/2013, Sayı : 28533, Tertip 5, Cilt 53) ve kurulan tazminat

komisyonu ile bu yolun, Mahkeme önünde derdest olan, 23 Eylül 2012 öncesin-

de yapılmış ve henüz Hükümete bildirilmemiş başvurular için, başvuruculara,

Sözleşme’nin 13. maddesi anlamında tüketilmesi gereken bir yol sunduğunu be-

lirtmiştir. Mahkeme kararında ayrıca « Bu hüküm, tazminat komisyonu ve ulusal

mahkemeler tarafından verilecek kararlar ışığında, bu kanunla kurulan hukuk

yolunun etkinliği ve gerçekliğinin denetlenebilmesi ihtimalini hiçbir şekilde etki-

lememektedir « demek suretiyle, denetim yetkisini saklı tuttuğunu ifade etmeyi

ihmâl etmemiştir. (Bkz. 11/04/2013 tarihli AİHM Yazı İşleri Müdürlüğü Basın

Açıklaması notu : hudoc.echr.coe.int/.../pdf/003-4325437-5181283).

40

AIHS 13 Maddesi şu düzenlemeye içerir : “Sözleşme’de tanınmış olan hak ve öz-

gürlükleri ihlal edilen herkes, ihlal fiili resmi görev yapan kimseler tarafından

bu sıfatlarına dayanılarak yapılmış da olsa, ulusal bir makama etkili bir başvuru

yapabilme hakkına sahiptir.”. AİHM, gittikçe artan sayıda yapılan uzun süren

yargılama nedeniyle adil yargılanbma hakkının ihlâli iddialarını içerir başvuru-

lar nedeniyle, Kudla kararından beri yaklaşımını değistirmiş ve, ilgililerin iç hu-

kukta başvurabilecekleri bir yol olmadığında, ağır işleyen adalet mekanizmasının

bir hukuk devleti için nasıl önemli bir tehlike oluşturduğuna dikkatleri çekmek

istemiştir. Bu nedenle Kudla kararından beri 6/1 maddesinin yanısıra, ayrca

13. madde ihlâl saptamalarına da yer vermektedir (

Kudła

/

Polonya

[BD],

[GC],

no 30210/96, § 148 ve devamı, CEDH 2000‑XI)

.

41

Ümmühan Kaplan/Türkiye

, n°24240/07, 20 Mart 2012, parag. 51-58.