Background Image
Previous Page  445 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 445 / 505 Next Page
Page Background

Adalet Nedir?

444

Aynı şey, adaletin özü olarak sunulan temel ilke olan ‘aynı olanla-

ra aynı’, yani, iyilik için iyilik, kötülük için kötülük (karşılıklılık ilkesi)

bakımından da geçerlidir. Bu ilke, iyi ve kötü olan nedir sorularının

cevabının belli olduğu varsayılmadığı sürece anlamsızdır. Ancak, bu

sorunun cevabı öyle hiç de açık değildir, zira iyilik ve kötülük ideası,

farklı insanlar için ve farklı zamanlarda birbirinden farklıdır. Karşı-

lıklılık ilkesi sadece pozitif hukukun, suç kötülüğüne karşı yaptırım

kötülüğüyle cevap veren belirli bir tekniğini ifade eder. Bunun için,

herhangi bir pozitif hukuk düzeni, bu ilkeye uygun düşer. Ancak

adalet sorunu, suç kötülüğüne yaptırım kötülüğü bağlayan bir po-

zitif hukuk düzeninin adil olup olmadığı; yasakoyucunun, topluma

karşı kötülük olarak düşündüğü bir davranışa, toplumun gerçekten

adil karşılık verip vermediği ve toplumun, o kötü davranışa karşılık

olarak gösterdiği yaptırımın uygun olup olmadığı meselesidir. Tam

da hukukun adaleti olan bu soruna, karşılıklılık ilkesi hiçbir şekilde

cevap olamaz.

‘Aynı olanlara aynı’ anlamına geldiği müddetçe karşılıklılık, ada-

letin özü olarak da sunulan eşitlik ilkesinin bir sürü değişkeninden

biridir. Bu adalet fikri, insanların, doğası gereği eşit oldukları varsayı-

mından kaynaklanır ve her insana eşit şekilde davranılması gerektiği

önermesiyle sonuçlanır. Ancak varsayımın kendisi açıkça yanlış oldu-

ğu için, yani insanlar gerçekte birbirinden farklı oldukları için, bir başka

ifadeyle iki insan gerçekten birbiriyle eşit olmadığından bu önermenin

tek olası anlamı, bir toplumsal düzenin, insanlara haklar bahşederken

ya da görevler yüklerken sadece bazı farklılıkları, hepsini değil, göz

ardı etmesi gerektiği olabilir. Buna göre, çocuklara yetişkinler gibi mu-

amele etmek, akıl hastası insanlara akıl sağlığı yerinde olanlarla aynı

muamelede bulunmak abes olacaktır. Ancak, göz önünde bulundu-

rulması ya da bulundurulmaması gereken farklılıklar nelerdir? Bu te-

mel belirleyici sorudur ve eşitlik ilkesi bu soruya bir cevap olamaz.

Bu sorunu çözüme kavuştururken, var olan hukuki düzenler birbirin-

den esaslı bir biçimde ayrılmaktadır. Doğru, hepsi bazı farklılıkların

göz ardı edilmesi gerektiğinde mutabıktır. Ancak göz ardı etmedikleri

farklılıklar bakımından, yani haklar bahşetmede ve görevler yükleme-

de dikkate alınan farklılıklar bakımından, birbiriyle bütünüyle örtüşen

iki hukuk sistemi bulmak zordur. Örneğin, bir hukuki düzene göre

sadece erkekler siyasi haklara sahipken, kadınlar bundan yoksundur.