Background Image
Previous Page  155 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 155 / 417 Next Page
Page Background

Hukuk ve Devlet Özdeşliğinin Ötesinde Kamu Hukuku

154

Ulusal egemenlik kuramının demokratik bir kuram olduğunun

ileri sürülmesine karşı da, “millet egemenliği konusunda söyledikle-

rim ve yazdıklarım dolayısıyla biliyorsunuz” der Duguit, “ben, millet

egemenliğinin varlığını bilimsel olarak inkar ederim”:

Fakat, buna rağmen ben demokratım; kendimi pek demokrat

biliyorum, hatta umumi toplantılarda şatafatlı bir surette millet

egemenliği prensibini ilan edenlerden daha demokratım.

Ben de-

mokratım, çünkü her memlekette, kamu işlerinin yönetiminde bütün va-

tandaşların eşit pay sahibi olmalarının arzuya şayan, ne kadar mümkünse

o kadar arzuya şayan olduğu düşüncesindeyim

; ben hatta kadınlara da

seçim hakkı verilmesini inanarak savunanlardanım. Bundan dolayı

ateşli bir demokratım diyebilirim. Fakat bu benim gerçeği olduğu

gibi görmeme ve bilimsel olarak millet egemenliği kavramının hiç

bir gerçeğe uymadığını söylememe engel olmaz. (abç, 1954: 62-63)

Duguit’ye göre, yapay da olsa, egemenlik doktrini, “pratikte ha-

yırlı sonuçlar yaratsa ve modern dünyanın politik olaylarını açıkla-

yabilse, belki savunulabilir ama gerçeklik tam tersinedir. Egemenlik

teorisi, her çeşit imkânsızlıklara çarpmakta olduğundan kabul edile-

mez ve şiddetle reddedilmelidir. Ayrıca, bu teori uğursuz sonuçlara

vardığından kesin olarak mahkum edilmelidir” (1954: 62). Duguit’nin

vardığı sonuç şudur:

1. Emreden kudretin sübjektif hakkı olarak, ancak ve yalnız

kendi kendini belirten bir iradenin kuvveti olarak egemenlik mev-

cut değildir. 2. Egemenlik mevcut olsaydı sahibi bulunamayacak-

tı. Çünkü egemenlik ne prense, ne bir kişi gibi sayılan millete, ne

de kişileştirilen devlete izafe edilemez. Millete bile izafe edilemez,

çünkü bu fert çokluğunun iradesiyle azınlığa hükmetmesi demek

olur ve bunun niçin öyle olduğunu anlamak mümkün değildir.

(1954: 70)

Rousseau’ya göre, insan ancak kayıtsız şartsız genel iradeye, ger-

çekte çoğunluğun iradesine boyun eğdiğinde özgür olabilir. Duguit,

kuvvet-devlet teorisinin, Alman hukukçularının çoğu tarafından öğre-

tildiğini, hukukçu Gerber tarafından 1880’lerde ortaya atılan bu dokt-

rinin, 20. yüzyıl başında Jellinek tarafından ele alınarak geliştirildiğini

ve bu profesörün etkisi altında Alman bilimi tarafından benimsediğini

belirttikten sonra; bu doktrine göre egemenliğin kaynağının ne prens

ne ulus ama bizzat devlet olduğunu şöyle açıklar: