Background Image
Previous Page  153 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 153 / 417 Next Page
Page Background

Hukuk ve Devlet Özdeşliğinin Ötesinde Kamu Hukuku

152

başka sonuç, egemenliğin birliği ve bölünmezliğidir. Bodin’in

Devletin

Altı Kitabı

’ndan süzülerek 1791 Fransız Anayasası’nın üçüncü faslın-

daki birinci maddeye yerleşen önerme: “Egemenlik bir, bölünmez ve

devredilemezdir” (2000: 385).

Duguit iradenin özne bağımlı olduğunu açıkladıktan sonra, ulus ile

egemenlik arasındaki var olduğuna inanılan ilişkiyi çözümlerken, ege-

men iradenin öznesinin kuramda ulus olarak belirlendiğini ve ulusun

burada bir kişi özne olarak düşünüldüğünü vurgular. Zira irade, ken-

disinden doğduğu bir kişi gereksinir ve bu da egemenlik söz konusu

olduğunda ulus olacaktır. Böylece kuramda, ulus bir kişi/özne olarak

düşünülür. Duguit, bu yaklaşımı feodal iktidarların iktidarın kaynağı-

nı Tanrı’ya havale eden açıklamasıyla eşitler ve aynı ölçüde metafizik

olduğunu ileri sürer. Tek tek bireylerin toplamından farklı olan ve ege-

menliğe sahip bir ulus kişi varsayımı, “kralın tanrısal hakkı yerine hal-

kın tanrısal hakkını oturtur”, bu da, “teokratik öğretinin ulusal egemen-

lik öğretisi üzerine doğrudan bir etkisi olduğunu” gösterir (2000: 391).

Rousseau’yu eleştiren Duguit’ye göre, genel irade mevcut olsa bile

bunun bireysel iradelere üstün olduğunu kanıtlayan bir açıklama yok-

tur. Genel de olsa o bir insan iradesidir ve Tanrı tarafından genel ira-

deye egemenlik verildiği kanıtlanmadıkça, onun egemen olduğu ileri

sürülemez. Halkın egemen olduğunu ileri sürmekle sadece bir inanış

belirtilir. Bu inanış Tanrı’nın krala egemenlik bağışladığına inanma-

ya benzer. Bu yüzden, “Millet egemenliği doktrini kralın ilâhi hakkı

yerine milletin ilâhi hakkını geçirmekten başka bir şey yapmamıştır”

diyenler yerden göğe kadar haklıdır (1954: 65).

Duguit, sonuç olarak, ulusun kişi özne olarak tasarlanmasının ku-

ramsal olarak tutarsız ve yanlış olduğu kanaatine varır. Rousseau’nun,

ister ulusun iradesi kişinin iradesini de temsil ettiğinden genel irade

aynı zamanda bireyin de iradesidir biçimindeki isterse de, egemenlik

ulusa aittir çünkü birey, bu egemenliğe tabiyken, yine de özgür kalır

biçimindeki akıl yürütmeleri sofizmdir, hiçbir şey kanıtlamaz (2000:

393-394; 1954: 62-65).

içinde iki değişik anlamda kullanılmaktadır. Birinci anlamda ‘egemenlik’, devleti

iktidarının

kendisini,

yani

içeriğini

ifade eder. İkinci anlamda ise ‘egemenlik’ ter-

imi, devlet iktidarının kendisini değil, bu iktidarın en üstün olma, sınırsız olma,

bölünmez ve devredilmez olması gibi birtakım

niteliklerini

belirtir” (Gözler, 2009:

79 ve 81).