Background Image
Previous Page  161 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 161 / 417 Next Page
Page Background

Hukuk ve Devlet Özdeşliğinin Ötesinde Kamu Hukuku

160

dur. Duguit’nin maddeci gözlemleri üzerine kurduğu devlet görüşü,

devletin sönümlenmesi

tezi üzerine kurulan tarihsel materyalist devlet

görüşü için bir dizi geçiş programı talebi bakımından olanaklar yarat-

makla kalmaz, bizzat hukukun kendisini de devlete karşı bir mücadele

alanı olarak yeniden düşünmeyi kışkırtır

22

.

4. Devlete Karşı Komünist Hipotez

Komünizmin ne olduğu üzerine elbette genel bir uzlaşma yok-

tur ve bu tür kavramlar için olmasını beklemek de hayal olur.

Komü-

nist Manifesto

’nun yayınlanmasından beri, geride bıraktığımız 165 yıl

içinde, Marksizmden köklendiğini ileri süren akımlar arasında da,

önemli yaklaşım farklılıkları oluşmuştur. Komünist hipotezden, Alan

Badiou’nun kast ettiği anlamda soyut bir Komünist İdea’nın (Badiou,

2011) anlaşılmaması gerektiğini, özel çıkara ve kara dayalı kapitalist

düzeni değiştirme olasılığından söz edilmekte ise de, bu olasılığın de-

mokrasi ve komünizm karşıtlığı içinde kurulmadığını vurgulamak ge-

rekir. Aksine, komünizm, gerçek demokrasiye yönelen bir harekettir

(Mısır, 2001).

Sorunun somutluğu içinde görünebilmesini, önceki bölümler-

de Duguit’den öğrendiklerimizin özeti sağlayabilir: Duguit’ye göre,

varlığı iddia edilen egemen kuvvet yoktur, kamusal ajanın iradesi,

bütün başka iradeler gibi, bir insan iradesidir (1954: 43). Bu kamusal

ajanın iradesinin yetkilendirilmesinin/ hukukça yetki sahibi kılınma-

sının yegane nedeni kamu hizmeti işlevini yerine getirmesidir. Kamu

hizmetleri, toplumsal yaşam için, sürekli gerçekleşmesi gerekli olan

faaliyetlerdir. Böylece idare edenlerin görevleri, kamu hizmetlerinin

işlemesini sürekli olarak sağlama borcuyla özetlenebilir (1954: 75).

mesidir: “Ulusal egemenlik dogmasına inanç bugün artık düşüşe geçmiştir. Bel-

ki de günümüzün gençleri, onun bütünüyle ortadan kalktığını görecekler. Ama

onun yerini bir başkasının almayacağını umma cesareti gösteremiyorum. Belki

de, herhangi bir Bolşevik din, kuşkusuz ulusal egemenlik dogmasından daha az

verimli ve daha az insani bir biçimde, bu yeri dolduracaktır” (2000: 395).

22

Burada sözünü ettiğim tarihsel materyalist görüş, Marx’ın eserlerinde ve özel

olarak da Lenin’in

Devlet ve Devrim

’inde (1999) temsil edilen

devletin sönümlenmesi

tezidir. Lenin başka bir çok eserinde de bu tezi savunmuş ve Ekim Devrimi’nden

sonra, geçiş devleti içinde kimi kamusal organizasyonlardan vazgeçmek ger-

ekmediği yaklaşımını savunsa da

devletin sönümlenmesi

görüşünden hiç kop-

mamıştır. Eleştirel olduğu kadar haktanır, nesnel bir değerlendirme için bkz. Li-

ebman (1990: 241-268; 1992: 13-101)