

TBB Dergisi 2013 (108)
Mustafa Bayram MISIR
163
çekleştirecektir. Buna rağmen, komünist hareketin hedefleriyle birlikte
sınırlı karakterinin ve bu hareketin ötesinin bilincinin daha başlangıçta
kazanılmış olması, gerçek bir ilerleme olarak göz önüne alınmalıdır
(1993a: 193; Cornu, 1993a: 285).
Marx ve Engels’te komünizm kavramının iki farklı kullanımı var-
dır. Birinci kullanımda komünizmi hedefleyen hareket, başka deyişle,
işçi sınıfı hareketinin devrimci bir bölüğü içerilir; ikinci kullanımda
ise bu hareketin toplumsal hedefi kast edilir. İkinci kullanım söz ko-
nusu olduğunda, Marx, çeşitli vesilelerle, “gelecekteki mutfaklar için
tarifler” yazma konusunda hiçbir niyeti olmadığını belirtmiştir (Botto-
more, 1993: 340). Bu nedenle, genel belirlemeler dışında komünizmin
bir hareket olmaksızın anlaşılması güçtür; dolayısıyla bu iki kullanım
Marx’ta ayrışmış değildir, diyalektik birlik içindedir; komünizm hede-
finden ayrı düşünülemeyecek olan harekettir.
Bensaïd’in belirttiği üzere, yirmi yaşını henüz doldurmuş olan
Engels, “Toplumsal Reformun Kıtada Gösterdiği İlerlemeler” üzerine
1843 tarihli bir makalesinde komünizmi “modern uygarlığın genel ko-
şullarından kaçınılmaz olarak çıkarılması gereken zorunlu bir sonuç”
olarak, kısaca işçilerin “İhtilal-i Kebirin capcanlı kaynaklarına ve ince-
lemesine geri dönüp Babeuf’un komünizmine hemen dört elle sarıl-
dıkları” 1830 Devriminin ürünü mantıksal bir komünizm olarak görür
(Bensaïd, 2010: 64).
Bunakarşılık, bukomünizm
Fransız-AlmanYıllıkları
’nınbaşındabu-
lunan mektuplarda, Marx’a göre henüz “dogmatik bir soyutlama”dan,
“hümanizm ilkesinin tuhaf [orijinal] bir dışavurumu”ndan başka bir
şey değildir (2010: 64; Bottigelli, 1993a: 53). Marx’ın burada eleştirdi-
ği komünizm, sadece toplumsal bir eşitsizliğe son vermek (1993a: 54)
isteyen,
oluşum halindeki proletaryanın kendisini “kurtuluşunun
doktrinerlerinin kollarına”, “sosyalist sektlere” ve “sınıf ilişkileri-
nin hayali ilgası” olarak “evrensel kardeşliğin milenyumu” üzeri-
ne “hümanistler olarak saçma sapan laflar eden” kafası karışık bir
takım zihinlere bırakmıştı. (Bensaïd, 2010: 64)
(Cornu, 1993a: 285). Ahmet Fethi de çok benzer şekilde, “çok sert ve uzun” demiş
(Marx, 2004: 64). Ayrıca bir Murat Belge çevirisi de benzer şekildedir.