Background Image
Previous Page  162 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 162 / 417 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (108)

Mustafa Bayram MISIR

161

Bütün iradeler bireyseldir ve iradeler arasında hiyerarşi yoktur.

Özne bakımından her iradenin değeri aynıdır. İradelerin değeri ancak

yöneldikleri amaca göre belirtilebilir. İdare edenin iradesi bu sıfatla

hiçbir güce sahip değildir; fakat bir kamu hizmetinin örgütlenmesi ve

işlemesi amacına yöneldiği ölçüde değer ve kuvvet kazanır. Böylece

kamu hizmeti kavramı egemenlik kavramının yerine geçmiş bulun-

maktadır.

Devlet artık egemen bir güç değildir; ellerinde tuttukları kuvveti

kamu hizmetlerini kurmak ve işletmek için kullanmakla ödevli bir takım bi-

reylerdir

. Sonuç olarak,

kamu hizmeti kavramı egemenliğin yerine geçtiği

için kamu hukukunun temel kavramı olmaktadır

. (1954: 76)

Kararcı Alman düşüncesinin aşkın devletçiliğinden Duguit’nin

yalın kamu hizmeti merkezli kamu hukuku teorisine döndüğümüz-

de, kamu hizmetinin hangi perspektif/ ilke içinde tanımlanabileceği

sorunu belirir ve bu sorun, dikkatimizi Marksist kuramdaki -gücün

toplumsal edinimine odaklanan ve çoğu devleti doğallaştırmaya va-

ran- sofistike hukuk tartışmalarının yerine, Duguit’nin kuramındaki

toplumun kuruluşu için gereken yalın ilkeye çevirmemizi doğurur.

Bir pozitivist ve Durkheim izleyicisi olarak Duguit, kamu hizmetinin

temel ilkesinin “sosyal dayanışma” olduğunu düşünmüştür. Kamu

hizmetinin sınırlarını sosyal dayanışma belirler; bu yüzden, kararcı

Alman düşüncesinde aşkın devlete itaatin temel gerekçesi olan “hu-

zur, güven ve düzeni” sağlamak da Duguitci perspektiften kamu hiz-

metlerinden sayılır.

Burjuva toplumunda iş bölümünün ve bir tür dayanışmanın var

olduğu tartışma dışıdır. Ancak bu, kapitalist toplum ve kapitalist dev-

letin, sınıflar mücadelesi içinde şekillendiği gerçeğini değiştirmez.

Bu perspektiften bakıldığında; kamu hizmetinin temel ilkesi, sosyal

dayanışma olarak belirlendiğinde de Duguitci yaklaşım içinde bile

kamu hizmetinin gerçek içeriğine ulaşmak, bu gerçek içerik Duguit’ye

göre de, “iradelerin eşitliğini” esas aldığından ötürü mümkün olmaz.

Çünkü, “huzur, güven ve adalet” esasen özel mülkiyetin korunması-

na ve Duguit’nin kamu hizmeti dışında hiçbir şeye dayanamayacağı

kanaatine vardığı kamusal ajanlar topluluğu olarak devletin bir sınıf

hakimiyetini tesis etmesine yönelir. Somutta kapitalist devlette kamu

hizmetleri, Duguitci anlamda bile iradelerin eşitliğini sağlayamaz. Ka-

pitalist devletin gördüğü entegrasyon işlevi kapsamında yürür (Man-

del, 2008).