Background Image
Previous Page  307 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 307 / 417 Next Page
Page Background

İbralaşmayı Yoksayan Etik İlişki/Yozlaşan Gerekçe

306

Yasa, içerdiği tuzaklarla ana dili susturan, savunmayı yıldıran,

yargı dilini dayatan bir engele dönüşme potansiyelini canlı tutar. Dü-

zenlemenin ana dil ile savunma hakkını morfolojik açıdan oldukça dar

bir alana sıkıştırması, yargı diyalektiğinin zemininde daralmaya yol

açar. Örtülü bir anakronizme düşer, yargılamayı kendi öz, bağlam ve

dinamiklerinden bilerek uzaklaştırır. Gerçeklik ve hukuki tanı aşama-

larında söyleneceklerin önemli bir kısmını atıl bırakarak, gerekçenin

ana dille kucaklaşmasını, getirdiklerinden doyasıya istifadesini bir

hayli kısıtlar.

Ana dilin, diyalektiğe katkısının tercüme giderleri ile engellenme-

si, kısıtlanması,

dil-erişim-gerekçe üçlüsü

arasındaki yoğun, derin, ka-

dim ve güçlü bağı hiçe sayan bir başka paradokstur. Bu haliyle, mülga

düzenlemenin gerisine düşen ve onu aratacak bir oluşuğa dönüşen

hükmün, aklı cebinde kalan savunmaya gelecek vaat etmesi, gerekçe-

ye arzuladığı katkıyı doyasıya tanımasına izin vermez.

Bu yaklaşımı tartışmalı kılan diğer husus; savunma, yargılama

ve hükmün ana dile olan ihtiyacının gerçek ve doğruluğunu sınama

yetkisinin kürsüye verilmiş olmasıdır. Yargılama kendine has bir dil

kullanır. Bu özgülük sokak dilini hepten yadsımaz. Ondan bir ihtiyacı

ölçüsünde yararlanarak kendi jargon, söz ve söylemini inşa eder. Nevi

şahsına münhasır bu söylem, gerektiği yer, zaman ve ölçüde esnekle-

şir, görece davranarak, gerçeği uğruna mütevazıleşir. Bu etik olmak-

lıktır. Kibir, yargılamayı, kürsüyü, hükmü öznel gerçeğinden farkında

olmadan koparır.

Kürsünün yargılama dilinin derinliğine, inceliğine, dil ve anlam

bilgisine yeterince vakıf olmamasına rağmen, ana dil gereksiniminin

sahiciliğini saptamakla ödevli kılınması, mukkederatını tayine kalkış-

ması ironidir. Siyasetin zorladığı bu yaşam tarzı, yargılamayı ekse-

ninden çıkarır, politik düşünce ve konseptle etik olmayan bir ilişkiye

zorlar. Saflaşan gerekçe anlayışı, siyasetin müdahale ettiği, biçimlen-

dirmeye kalkıştığı nahoş bu ilişki tarzını kesinlikle yoksar. Onun usul

hükümlerini sömürmesini, olanaklarından yararlanarak şekillenmesi-

ni, manüplasyona aracılık etmesinin omzuna yüklediği vebalden çeki-

nir, sorumluluğu ağır bulur.

Ölçütsüzlük, bu yetkinin bir başka otorite nezdinde denetlenmesi-

ni güçleştirmekle kalmaz, yasamanın ana dile verdiği olanağın kısıtlı

ve yetersiz de olsa uygulanmasını önler.