

Kentsel Dönüşümün, 6306 Sayılı Yasa Kapsamında Hak ve Özgürlükler Açısından Ele Alınması
48
Eşitlik İlkesi
6306 sayılı Yasanın 5. maddesinde yer alan; “
Riskli yapıların yık-
tırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı
alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gi-
dilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik
olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet
edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsi-
si ya da kira yardımı yapılabilir.”
şeklindeki düzenlemenin Anayasanın
eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Bu aykırılığa gerekçe olarak; maliklerle anlaşma yoluna gidilme-
sinin esas olduğu belirtiliyorsa da, anlaşma ile tahliye edilen yapıların
maliklerine, kiracılarına ve sınırlı ayni hak sahiplerine geçici konut ve
işyeri tahsisi veya kira yardımı yapılabileceği düzenlenirken, anlaşma-
yıp zorla tahliye edilenlere bir yardım yapılmayarak cezalandırılmala-
rının söz konusu olacağı gösterilmektedir
.
Ayrıca madde de
“anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya
kiracılarına geçici konut veya işyeri tahsisi veya kira yardımı yapılabilir
” bi-
çimindeki düzenlemenin aynı zamanda, “yapılabilir” gibi belirsizlik
içeren muğlak bir ifade içermesi nedeniyle barınma hakkının yitiril-
mesine neden olabilecek bir içeriğe sahip olduğu vurgulanmaktadır.
Yasada “yapılabilir” gibi belirsizlik içeren muğlak bir ifadenin
kullanılmış olması Anayasanın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesi-
nin gereği olan hukuk kurallarının öngörülebilirliliği ve belirliliği ilke-
leri ile bağdaşmamaktadır.
Hukuk devletinde yargı denetiminin sağlanabilmesi için idarenin
görev ve yetkilerinin sınırının yasalarda açıkça gösterilmesi bir zorun-
luluktur. Aksi durum idarenin keyfiliğine yol açabilir.
Anayasa Mahkemesi kararlarında belirtildiği üzere, yasada belir-
tilmesi gereken söz konusu hususlara yasada yer verilmemesi, yasa-
ların açık, anlaşılabilir ve sınırlan belirli kurallar içermesi gereğine ve
hukuk güvenliğinin gerçeklemesi için ön koşul kabul edildiği hukuk
devleti anlayışına aykırı düşmektedir. Yasada ilke ve esasları belirtil-
meyen bir yetkinin tümüyle idareye bırakılması kuvvetler ayrılığı il-
kesine aykırı olarak yasama yetkisinin devri niteliğinde olacağı gibi,
idarenin kanuniliği ilkesi ile de çelişmektedir.