

Kentsel Dönüşümün, 6306 Sayılı Yasa Kapsamında Hak ve Özgürlükler Açısından Ele Alınması
58
Üçüncü yargı paketi ile kabul edilen İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nun 27.maddesinde 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Yasanın 57.
maddesi ile yapılan değişiklik üzerine maddeye eklenen uygulanmak-
la etkisi tükenecek işlemlerde idarenin savunmasını almaya gerek kal-
maksızın yürütmenin durdurulması kararı verilmesine olanak tanıyan
düzenleme ile de çelişmektedir. Söz konusu kanunda ile Danıştay ve
İdari Mahkemelerinine verilen bu yetki, afet riski altındaki alanların
davalı yerindeki Devletin karşısında zayıf durumda olan davacının haklarının et-
kin biçimde güvence altına alınmasında, yürütmenin durdurulması kararlarının
büyük rolü bulunmaktadır. Ancak, yürütmenin durdurulması müessesesinin yö-
netsel yargıdaki bu önemli rolü, onun yargı yetkisinin ayrılmaz bir parçası sayıl-
masını gerektirmez… Yürütmenin durdurulmasını isteme hakkı, yargılama yön-
teminin öteki müesseseleri gibi, gerekliliğini yasakoyucunun takdir edeceği, dava
hakkına göre ikinci nitelikte bir haktır… Yasa’nın özel yapısından ve dayandığı
kamu yararı düşüncesinden kaynaklandığı anlaşılan iptal konusu hükmün bu ya-
saya özgü ve yargılama yöntemine ilişkin bir kural olarak, Anayasanın yargı yet-
kisi, hak arama özgürlüğü, yargı yolu ve mahkemelerin bağımsızlığı konularını
düzenleyen 7., 31., 114. ve 132. maddelerine aykırı bir yönü bulunmadığı gibi, ko-
nunun yukarıda belirtilen özelliği nedeniyle, yasakoyucunun burada genel kural-
dan ayrılmasını, Anayasanın 2. maddesindeki hukuk devleti ve 12. maddesinde
yer alan eşitlik ilkelerine aykırı görmeye de olanak yoktur. Belirtilen bu durumun
doğal sonucu olarak, kamu yararı düşüncesi ile getirildiği anlaşılan iptal konusu
hükmün, Anayasa’nın çalışma ve sözleşme özgürlüğü konusundaki 40. madde-
sine aykırı bir yönü bulunduğu da düşünülemez…” (RG 14.1.1980, Sayı: 16869)
Anayasa Mahkemesi’nin 18.4.1996 tarih ve E.1996/7, K.1996/11 sayılı kararın-
da; “…3091 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde yürütmenin durdurulması kararı
verilemeyeceğinin öngörülmüş olması, kamu düzeninin korunması gereğinden
kaynaklanmaktadır. Kamu düzeninin korunması amacıyla idarenin yetkili organ-
larınca alınan tedbir niteliğindeki kimi kararlar, başka bir işleme gerek duyulmak-
sızın yerine getirilir. Bu kararlardan zarar görenlere, kararın iptalini istemek ko-
nusunda dava hakkı tanınmış olması nedeniyle yürütmenin durdurulması kararı
verilmesinin engellenmesi idarenin bütün eylem ve işlemlerinin yargı denetimi
dışında bırakılamayacağı ilkesini etkilemez. Tersi durumda, idarenin görevlerini
eksiksiz olarak yerine getirmesi, kamu düzeninin sağlanması ve kamu hizmetle-
rinin düzenli ve aralıksız olarak yürütülmesi olanaksız kalır. Yasakoyucu, gerekli
durumlarda kimi yönetsel kararlara karşı anayasal sınırları gözeterek bu yolu açık
ya da kapalı tutabilir… Anayasa’nın 125. maddesinin altıncı fıkrasında da, kamu
düzeni ile ilgili hususlarda yasakoyucunun yürütmenin durdurulması kararı
verilmesini sınırlayabileceği anlaşılmaktadır… 3091 sayılı Yasa’nın genel amacı,
taşınmaz mal zilyetliğine yapılan tecavüz ya da müdahale nedeniyle kamu dü-
zeninin bozulmasını önlemek, güvenlik ve asayişi sağlamaktır. Nitekim Yasa’nın
amaç ve kapsamının belirlendiği 1. maddesinde de ‘…taşınmaz mallara yapılan
tecavüz ve müdahalelerin, idari makamlar tarafından önlenmesi suretiyle tasar-
rufa ilişkin güvenliği ve kamu düzenini sağlar.’ denilerek bu özellik vurgulan-
mıştır. Sonuç olarak, 13. maddede kamu düzeni nedeniyle getirilen sınırlamanın
Anayasa’nın 125. maddesine aykırı bir yönü yoktur. İptal isteminin reddi gere-
kir…” (RG, 10.1.2007, Sayı: 26399)