Background Image
Previous Page  217 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 217 / 485 Next Page
Page Background

Türk ve Alman Ceza Hukuku Sistemlerinde Kusur Prensibinin Kapsamı ve ...

216

Bu görüşü savunanlar ağırlıklı olarak, objektif cezalandırılabilme

şartı gerçekleşmeksizin

cezaya layık

bir haksızlık bulunduğunu, fakat

cezaya muhtaçlığın

söz konusu olabilmesi için söz konusu şartın gerçek-

leşmiş olması gerektiğini belirtmektedirler

62

.

Bir şartın haksızlık açısından önem arz edip arz etmeyen objek-

tif cezalandırılabilme şartı olup olmadığının tespit edilebilmesi için

hakim doktrin tarafından şöyle bir ayrım yapılması gerektiği belirtil-

mektedir: Objektif cezalandırılabilme şartı olan söz konusu norm, bu

şartın olmadığı hayali bir normla karşılaştırılmalıdır; şayet fail sadece

bu

“şarttan soyutlanmış”

hayali normu ihlal etmesi dolayısıyla cezalan-

dırılabiliyorsa, söz konusu gerçek normdaki şart, haksızlık açısından

önem arz etmeyen objektif cezalandırılabilme şartı olarak yorumlan-

maktadır

63

.

Hakim doktrin tarafından söz konusu bu

“indirme tezi”

(Abzugs-

these)

“zayıf”

şekliyle savunulmaktadır; başka bir ifadeyle, fiil, objektif

cezalandırılabilme şartı olmaksızın

cezaya muhtaç

değildir, sadece

ceza-

62

Hakim doktrin tarafından savunulan ve

“indirme tezi”

nin bir türü olan bu görüşün

eleştirisi için bkz. Geisler, GA 2000, s.169-172 (Geisler’e göre, hem cezaya layıklık

hem de cezaya muhtaçlık kavramları ceza hukuku doktrininde değişken anlamla-

ra sahiptirler, kısmen de tutarsızlıkları bünyesinde barındırmaktadırlar. Söz ko-

nusu kavramlar indirme tezi çerçevesinde önemli belirsizliklere gebedirler. Şayet

ceza hukuku kavramları içerisinde

en belirsiz

ve

en flu

kavramlar olarak bir sınıflan-

dırma yapılsa hiç şüphesiz cezaya layıklık ve cezaya muhtaçlık kavramları birinci

sırayı alacaktır. Bir davranış şayet hukuka aykırı ve kusurlu ise cezaya layık diye

adlandırılmaktadır; buna karşılık cezaya muhtaçlık kavramında ise amaçsal bir

bakış açısı vurgulanmaktadır. Geisler’e göre, hakim doktrin tarafından savunulan

bu görüş bir çok nedenden dolayı oldukça problemli olduğundan sonuç olarak

reddedilmesi gerekmektedir. Bu görüş hali hazırda kusur teorisine ilişkin bakış

açısından bakıldığı vakit de hatalı görünmektedir.).

63

Kudlich, Objektif Cezalandırılabilme Şartı, s.284 (Prof.Dr. Sternberg-Lieben, Det-

lev); Kudlich, Objektif Cezalandırılabilme Şartı, s.286-287 (Prof.Dr. J

ӓ

ger, Christi-

an) (J

ӓ

ger’e göre, hakim doktrin tarafından savunulan

“indirme tezi”

ile incelenen

haksızlığın önem derecesidir. Bu teze göre, objektif cezalandırılabilme şartlarının

çıkarılmasının ardından geriye kalan haksızlık kısmının bir ceza vermeye yeterli

olup olmadığı araştırılmalıdır. Eğer yeterli ise, kusurdan bağımsız bir objektif ce-

zalandırılabilme şartı söz konusu olup kusur prensibi ihlal edilmiş olmaz. Bunun

yanı sıra, baskın şekilde objektif cezalandırılabilme şartları gerçekleşmedikçe fiilin

sadece cezalandırılmaya layık olacağının, buna karşın cezalandırma gerekliliğinin

bulunmayacağının savunulmasına karşın, J

ӓ

ger’e göre bu gerekçelendirme şekli

ikna edici görünmemektedir. Yazar’a göre, kusur prensibinin sahip olduğu hukuk

devleti garantisinin gerçekleşebilmesi için daha ziyade

“öngörülebilirlik”

anlamın-

da kusurun varlığı kurulmalıdır.); Benzer görüşte ayrıntılı açıklama için bkz. Geis-

ler, Objektive Bedingungen der Strafbarkeit, s.131-132.