Background Image
Previous Page  228 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 228 / 485 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (109)

Uğur ERSOY

227

4) Radikal Bir Görüş:

Geisler

’in Görüşü

Objektif cezalandırılabilme şartlarının kusur prensibi ile bağdaşıp

bağdaşmayacağı konusunda önemli bir çalışmaya imza atmış olan

Ge-

isler

, konuya o zamana kadar neredeyse hiç değinilmemiş olan

“özgür-

lük kavramı”

açısından

100

da yaklaşmayı başarabilmiştir.

Geisler

’e göre, objektif cezalandırılabilme şartları modern kusur

ceza hukukunun (modernes Schuldstrafrecht) problemli alanlarından

sayılmaktadır, çünkü fiilin subjektif tarafının (subjektiven Tatseite) kı-

sıtlanması sonucunu doğurur ve böylelikle de kusur ilkesine hiç gir-

meden kusur ilkesinin yasaklarından kurtulur. Bu açıdan bakıldığı

vakit objektif cezalandırılabilme şartları kurumunun, adalet ve efektif

bir cezalandırılabilme ilişkisinin özüyle ilgili olduğu sonucu ortaya

çıkmaktadır. Bu ilişki geleneksel olarak adalet düşüncesinin dikkate

alınmasının şartı olmadığı, bilakis hukuki menfaatlerin korunmasına

yönelik ceza hukukunun amacını oluşturan suçun önlenmesine ilişkin

taleplerin yerine getirilmesinde bir engelmiş gibi ifade edilmektedir

101

.

100

Geisler, çalışmasında ayrıca, sorunun felsefik temellerine de inmeyi başarmış ve

özellikle

determinist

ve

indeterminist

görüşler ışığında olaya değişik bir perspektif-

ten yaklaşmıştır. Ancak Yazar’a göre, ceza hukukundaki bu tartışmalara uzaktan

bakıldığı vakit

çıkmaz bir sokağa girildiği

izlenimine varılmaktadır. Ayrıntılı bilgi

için, bkz. Geisler, Objektive Bedingungen der Strafbarkeit, s.579 vd.

101

Benzer bir değerlendirmede bulunan Kindh

ӓ

user’e göre, kusura ilişkin düşünce-

lerin küçümsenmesi ve önemsenmemesi yoluyla -her ne kadar kanun koyucular

bunu bir maharet olarak görüyor olsa da- ceza hukukunun değersizleştirilmesi

günümüzde tekrar hız kazanmıştır. Kusur için kurucu nitelikte olan fiilin subjek-

tif tarafının özellikle kast ve taksirin ispatı bazen zor olabilmektedir. Failin ku-

surunun ispatlanamaması durumunda beraat etmesi somut olayda can sıkıcı gibi

durmaktadır, fakat uzun vadede bu olumlu sonuçlar vermektedir, çünkü bu yolla

gerçekten kusurlu davrananların cezalandırılması söz konusu olmaktadır. Bunun-

la birlikte, mümkün olduğunca etkili bir şekilde hukuki menfaatlerin korunması

için ispat zorlukları bir engel olarak durmaktadır. Bu ispat zorluklarının aşılabil-

mesi yollarından birisini ise objektif cezalandırılabilme şartları oluşturmaktadır.

Yazar, objektif cezalandırılabilme şartlarının en kötü örneği olarak Al.CK’nın 323a

maddesini göstermektedir. Bu madde uyarınca bir kişi aşırı alkol kullanması so-

nucunda sarhoş olur ve bu halde iken kusursuz olarak ve suç işleyebileceğini ön-

görmeksizin herhangi bir suç tipini ihlal eder ise cezalandırılmaktadır. Yazar bu

durumu

“ikili bir

skandal”

olarak nitelendirmektedir, çünkü hem alkol kullanımı

cezalandırılmakta hem de kusursuz bir kişinin normu ihlal etmiş olması nedeniyle

cezalandırılması söz konusu olmaktadır. Bu nedenle Yazar, soyut tehlike suçları-

nı ve objektif cezalandırılabilme şartlarını ceza hukuku açısından kritik iki husus

olarak nitelendirmektedir. Bu durumun aşılabilmesinin yolunu, başka bir ifadeyle

insanlık onuru ile ceza hukukunun bütünleştirilebilmesi için güvenlik politikası-

na ilişkin yoğun kaygılardan uzaklaşılması gerekmektedir, bkz. Kindh

ӓ

user, Urs,