Background Image
Previous Page  233 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 233 / 485 Next Page
Page Background

Türk ve Alman Ceza Hukuku Sistemlerinde Kusur Prensibinin Kapsamı ve ...

232

mektedir

117

. Yazar’ın bu alanda yararlandığı teori daha önce de ifade

ettiğimiz üzere

“indirme tezi”

dir

118

. Yazar’ın geliştirdiği söz konusu tez

ile, objektif cezalandırılabilme şartı içeren bir suç işleyen failin, ob-

jektif cezalandırılabilme şartı içermeyen bir suç işleyen failden daha

kötü bir konuma sokulamayacağı kabul edilmektedir; bu kabul konu

ile ilgili bir çok hususun çözümünde anahtar bir rol oynamaktadır

119

.

Buna göre failin, söz konusu normu ihlal etmesi dolayısıyla objektif

cezalandırılabilme şartı olmaksızın cezalandırılmasının mümkün olup

olmayacağı ve aynı zamanda bunun caiz olup olmayacağı sorusunun

ortaya konulması gerekmektedir. Bu hususta somut normun ceza teh-

didi önemlidir. Şayet bu soruya

“evet”

cevabını verecek olursak, tipik

haksızlık için cezalandırılabilme koşulu haksızlık açısından önem

arz etmeyecektir, çünkü halihazırda objektif cezalandırılabilme şartı

olmaksızın da cezaya muhtaç bir haksızlık mevcuttur. Buna karşılık

şayet, failin davranışı,

“indirme tezi”

uygulandığında yalnızca

cezaya

layık

olarak sınıflandırılıyor fakat

cezaya muhtaç

olarak sınıflandırıla-

mıyorsa, o vakit objektif cezalandırılabilme şartının kusur prensibi ile

bağdaştığı kabul edilmemelidir. Doktrinde

“indirme tezi”

genellikle

“zayıf”

şekliyle savunulmaktadır. Buna göre, cezalandırılabilme koşul-

ları olmaksızın cezalandırılabilen bir haksızlığın olması yeterli görü-

lür; ancak bu cezalandırılabilme şartlarından birisinin gerçekleşmesi

için

cezaya muhtaçlık

olması talep edilir. Ancak

Geisler

, radikal sayı-

lacak bir şekilde, indirme tezinin dogmatik olarak cezaya layıklık ve

cezaya muhtaçlık şeklinde ikiye ayrılmasını reddetmektedir. Yazara

göre, indirme tezinin gerçek kontrol işlevini yerine getirebilmesi için

daha güçlü bir anlamda savunulması gerekmektedir. Bundan dolayı,

“yatıştırıcı”

cezaya layıklık kavramından mantıklı olarak vazgeçmek

gerekir ve cezalandırılabilme şartı olmaksızın da cezaya muhtaç bir

haksızlığın olabileceği kabul edilmelidir

120

.

117

Geisler, GA 2000, s.168; Geisler, Objektive Bedingungen der Strafbarkeit, s.231.

118

Yazar’a göre, hakim doktrin halihazırda “Abzugsthese”nin farklı bir türünden

istifade etmektedir. Hakim doktrinin farklı bir türde istifade ettiği bu teze göre,

haksız ve kusurlu davranış objektif cezalandırılabilme şartı gerçekleşmeden ce-

zaya muhtaç olarak görülmemekte, fakat halihazırda cezaya layık bir davranışın

olduğu kabul edilmektedir, bkz. Geisler, GA 2000, s.166.

119

Geisler, Objektive Bedingungen der Strafbarkeit, s.588.

120

Geisler, Objektive Bedingungen der Strafbarkeit, s.231, 585-586; Geisler, GA 2000,

s.172 vd.