

Türk ve Alman Ceza Hukuku Sistemlerinde Kusur Prensibinin Kapsamı ve ...
234
kavgaya katılmadır; fakat cezaya muhtaçlık ancak ağır ve tehlikeli so-
nucun yani özel sonucun gerçekleşmesi durumunda mümkündür. İf-
las suçlarında (Al.CK m.283 vd.) cezaya layık olan fiil, temel olarak o
anki ekonomik basiretsizliği ve alacaklıları tehlikeye düşüren hareket
tarzı veya ekonomik krize sebep olmasıdır; fakat cezaya muhtaçlık an-
cak bu ekonomik krize mani olamaması durumunda mümkündür, ki
bu da failin ödemelerini durdurmuş olması veya malvarlığı hakkında
iflasın açılmış olması veya iflasın açılma talebinin iflas masasının mal-
varlığının yetersizliği nedeniyle reddedilmiş olması anlamına gelmek-
tedir. Son olarak şu örnek verilebilir; zilzurna sarhoşluk suçunda (Al.
CK m.323a) cezaya layık olan fiil, alkollü içecekler veya diğer uyuştu-
rucu maddeleri kullanarak kusur yeteneğini ortadan kaldırmaktır
128
;
fakat cezaya muhtaçlık failin sarhoşken hukuka aykırı bir fiil gerçek-
leştirmesi ve sarhoşluğu nedeniyle kusur ehliyetsizliğine sahip oldu-
ğunun tespiti ile söz konusu olmaktadır.
Böylece yukarıda verilen bütün örneklerde, tipiklik unsuru huku-
ki menfaati tehlikeye düşürebilecek bir davranışı kapsamaktadır, bu
yüzden kanun koyucu bu unsurları cezaya layık olarak sınıflandır-
mıştır
129
. Buna karşın yukarıda verilen bütün bu örneklerde söz konu-
su tehlike gerçekleşmemektedir, o bakımdan bir cezalandırma özel-
likle genel önleme gerekçelerini haklı göstermemektedir
130
. Bütün bu
istisnai durumlar bir objektif cezalandırılabilme şartının uygulanması
yoluyla sınırlandırılmaktadır, kanun koyucunun hiç olmazsa sistemli
bir düzeni yakalamış olduğu görünmektedir
131
. Objektif cezalandırı-
labilme şartlarının failin lehine gibi gözüken bu yorumu sayesinde
bu şartlar haksızlık unsurunun dışında bırakılmaktadır, sonuçta da
gerçekleşen sonucun (objektif cezalandırılabilme şartının)
“kusur kına-
masını”
kapsaması gerekmemekte, bu şekilde de, objektif cezalandırı-
labilme şartları ile kusur prensibi arasında olan çelişki yumuşatılmış
olmaktadır
132
133
.
128
Doktrinde bu durum bir çok kere bir sarhoşa karşı geniş bir hoşgörü olarak de-
ğerlendirilmiştir, oysa kanun koyucunun bu değerlendirmesi tamamen doğrudur,
bkz.Satzger, JURA, s.111.
129
Satzger, JURA, s.111.
130
Satzger, JURA, s.111.
131
Satzger, JURA, s.111.
132
Satzger, JURA, s.111.
133
Kanaatimizce burada Satzger’in ifade ettiği gibi ne “fail lehine” bir yorum yapıl-