

TBB Dergisi 2013 (109)
Ersan ŞEN / Ertekin AKSÜT
349
TCK m.25’in gerekçesinde de belirtildiği üzere, meşru savunma-
nın “haksız saldırı” koşulu açısından, “gerçekleşen haksız saldırı” ile
“gerçekleşmesi muhakkak haksız saldırı” veya “tekrarı muhakkak
haksız saldırı” aynı sayılmıştır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 15.05.2008 tarihli ve 1007/1774 sayılı
kararında,
“Mağdur tarafın kalabalık bir grup halinde ellerinde sopa, demir
boru ve taşlarla muhtarlık odası önüne gelip sanığın üzerine yürüdükleri,
tanıkların bir olay olmaması için engel olmaya çalışıp sanığı içeriye aldıkları,
buna rağmen, mağdur tarafın ellerindeki demir, sopa ve taşlarla köy odasına
saldırdıkları, camları ve kapıyı kırıp içeri girdikleri sırada sanığın tabancasını
çıkarıp uyardığı, içlerinde mağdur ve müdahilin de bulunduğu grubun ey-
lemlerine devam etmesi üzerine ilk önce havaya ateş ettiği, saldırının sürdü-
rülmesiyle yere ateş ettiği ve mağdurları hayati tehlike geçirmeyecek şekilde
yaraladığı olayda, sanığın kendisine yönelmiş, gerçekleşen haksız saldırıyı o
anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu
ile işlediği fiilden, yasal savunma nedeniyle TCK m.25/1 gereğince ceza ve-
rilmesine yer olmadığına karar verilmesi gözetilmeden yazılı şekilde hüküm
kurulması”
hukuka aykırı olarak nitelendirilmiştir
21
.
Yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 28.05.1990 tarihli ve 1990/1-
133 E., 1990/155 K. kararında,
“Sanık ve arkadaşı; bıçak, mın
çıka, taş ve
sopalar bulunan altı kişinin toplu saldırısına uğrayınca paniğe kapılıp
salt kendisini korumak ve tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla hareket
ettiğine göre yasal savunma koşulları içindedirler. Kaçma olanağı var-
ken kaçmamış olması bu koşulları ortadan kaldırmaz. Bu nedenle yük-
lenilen suçu yasal savunma koşulları altında işlediği anlaşılan sanık
hakkındaki direnme hükmünün açıklanan bu değişik gerekçesiyle bo-
zulmasına karar verilmelidir” gerekçesine yer vererek, meşru savun-
manın koşullarını oluştuğunu belirtmiştir.
Bu açıklamalarla birlikte, yukarıda meşru savunma ile ilgili ola-
rak saydığımız koşullardan birisinin dahi gerçekleşmediği durumda
TCK m.25/1 tatbik alanı bulamayacak, suça konu eylemin, haksız bir
fiilin meydana getirdiği hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında işlen-
mesi durumunda, TCK m.29’daki haksız tahrik hükümleri uyarınca
fail hakkında cezada indirime gidilebilecektir. Haksız tahrik, hemza-
21
Karar için bkz. Osman Yaşar–Hasan Tahsin Gökcan–Mustafa Artuç, Yorumlu –
Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, Cilt I (Madde 1-44), a.g.e., s.649.