

TBB Dergisi 2013 (109)
Ersan ŞEN / Ertekin AKSÜT
351
düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar dikkate alınmalı
23
, buna
göre; etki-tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek,
başlangıçtaki haksız davranışa gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir
oransızlık saptanması halinde, failin haksız tahrik hükümlerinden ya-
rarlandırılması yoluna gidilmelidir
24
.
Şartları ve unsurları itibariyle birbirinden farklı müesseseler olan
meşru savunma ve haksız tahrik hallerinde temel farklılık, meşru sa-
vunma halinde bulunan failin, saldırıyı defetmek amacıyla hareket et-
mesi, haksız tahrikte ise haksız bir fiilin yol açtığı hiddet veya şiddetli
elemin etkisi altında suç işlemesidir.
Meşru savunma halinde, haksız bir saldırıya karşı o an için savun-
ma mecburiyetinde kalındığı halde; haksız tahrikte, meydana gelen
haksız saldırının karşısında savunma mecburiyeti olmadan, sadece
haksız fiilin fail üzerinde meydana getirdiği öfke veya üzüntüye du-
yulan tepkiyle suç işlenmektedir
25
. Esasında, bir düşünceye göre iki
durumda da suç oluşmaktadır. Meşru savunmada işlenen fiilin huku-
ka uygunluk sebebiyle faile ceza verilmemesi gündeme gelmektedir.
Meşru savunmanın bu şekilde tanımlanan hukuki nitelendirilmesine
katılmadığımızı ifade etmek isteriz. Meşru savunma bir cezasızlık
hali olmayıp, suçun dört unsurundan birisi olan “hukuka aykırılık”
unsurunun gerçekleşmediği durumda fiil suç sayılmayacak ve suç sa-
yılmayan fiilden dolayı da faile ceza verilemeyecektir. Çünkü suçun
unsurlarından birisi oluşmadığında, somut olaya konu fiili suç olarak
nitelendirmek de mümkün değildir. Meşru savunma, bu yönü ile de
haksız tahrikten ayrılır. Haksız tahrikte, tahrike konu fiil suç olmaya
devam etmekte, fakat failin cezasında bir haklı nedenle indirime gi-
dildiği halde, meşru müdafaada, savunmaya konu fiil suç teşkil etme-
mektedir.
23
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11.05.2004 gün, 2004/174 E. ve 2004/118 K. sayı-
lı kararına göre,
“Tepki suçunda tahrik hükmünün uygulanabilmesi bakımından önem
taşıyan husus, failin suçu önceki haksız davranışın doğurduğu öfke veya şiddetli elemin
etkisi altında işleyip işlemediğidir. Mağdurdan gelen haksız hareketin psikolojik etkisi-
nin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hallerde, haksız tahrik hükümleri-
nin uygulanması gereklidir”.
24
Bkz. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 12.04.2011 gün, 2011/1-51 E. ve 2011/42 K.
sayılı kararı.
25
Ersan Şen, Türk Ceza Hukuku – Suçun Genel Esasları ve Unsurları, a.g.e., s.479.