Background Image
Previous Page  67 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 67 / 485 Next Page
Page Background

Kamusal Bağlamda Özel Hayatın Korunması: ABD Federal Yüksek Mahkemesi ...

66

sin de takibe alınarak, yakın çekimlerinin yapılabilmesi ve kayıt edi-

lebilmesi gibi faaliyetlerin artık özel hayatın korunması hakkını ciddi

şekilde tehdit eder boyutlara ulaşmış olmasıdır. Günümüzde biline-

ceği üzere, kamusal alanlardaki kamera gözetimi (public camera ser-

veillance) ve CCTV gibi sistemlerden, kimileri uydu merkezli olarak

gece görüşü, çok uzaklardan bir yazıyı okuması ve evlerin içini dahi

görebilmesi- inceleyebilmesi (zumlama) gibi özelliklere sahip bulun-

maktadır.

Kapalı devre güvenlik kameraları (gerçek zamanlı, sürekli göze-

tim; real-time, continuous surveillance) anonimliği oldukça zor bir

hale sokmaktadır. Bunların kamusal alandaki davranışlar üzerinde so-

ğutma etkisi yaptığı gayet açık bulunmaktadır (Kleinig vd., 2011: 198).

Ayrıca günümüzde sözkonusu kameralar sadece güvenlik amacıyla

da kullanılmamakta, bunlar örneğin işyerlerinde çalışanları kontrol

gibi, başka amaçlar için de kullanılmaya başlanmış bulunmaktadır. Bu

nedenle de özel hayatın gizliliğinin ihlali anlamında bazı sorunları be-

raberinde taşımaya başlamışlardır.

Diğer taraftan ise, toplum içinde ayırd edilmeme hakkının demok-

ratik devletlerin en önemli ve vazgeçilmez değerlerinden olan şeffaflık

ve güvenlik gibi kavramlarla çatıştığı ve böylece bazı mahzurları da

beraberinde taşıdığı gerçeği de görmezden gelinmemelidir. Belirtilen

hallerde sözkonusu değerlerin fayda ve zararları tartırılarak bir sonu-

ca varılmalıdır. Bu bağlamda toplum içinde güvenliği sağlamak üzere

oluşturulan sistemlerin suçla mücadele çok önemli bir araç oldukları

ve suç oranlarını önemli miktarda düşürdükleri genel kabul gören ve

istitastikî olarak da ispatlanmış bir durumdur (Taylor, 1999: 12; Slobo-

gin, 2007: 84). Yine bu sistemlerin, işlenmesine yeni başlanan suçların

eş zamanlı olarak görülmesini ve önlenmesini ya da suçu aydınlatmak

için hemen harekete geçme imkanını sağlaması, hemen tespit edileme-

yen ve yakalanamayan suç ve suçlular hakkında ise sonradan olayların

çözümünde ve faillerin belirlenmesinde kullanılacak bir kayıt sistemi

kurması ve böylece caydırıcı bir nitelik taşıması (Slobogin, 2007: 85, 86)

gibi özellikleri de olumlu yönler olarak kabul edilmektedir.

Ancak sözkonusu kamusal alana yönelik gözetim sistemlerinin

sıkı bir düzenleme altında bulundurulmadığı takdirde özgürlükler

açısından sağladığı faydalar kadar da zararlı olacağı, hatta bazı kişile-