

TBB Dergisi 2013 (109)
Ayhan BOZLAK
69
nuç çıkarılamaz. Bu nedenle kamusal alanlarda dahi olsa, özel haya-
tın korunması hakkına yönelik saldırılar, örneğin öznelleşmiş şekilde
yapılan her türlü -gizli- kayıt vb. gibi eylemler, belirtilen hakkın ihlali
olup, bu konuda ancak mevcut bulunacak olan yeterli yasal düzenle-
melere uygun ve gerekli diğer şartlar dahilinde yapılacak müdahaleler
haklı bir müdahale olabilecektir. Ancak bu durumun istisnası ise ka-
musal bir mekanda herhangi bir kamusal etkinlik için bulunma (being
in a public area for the purposes of participating in any public event)
ile kamuya mal olmuş/kamuoyu tarafından tanınan (a public figure)
kişiler açısından basınla ilgili mevzuat gereği haber değeri taşıdığı için
bir hakkın kullanılması
17
(haber verme hakkı) anlamındaki hukuka uy-
gunluk sebebinin bulunduğu durumlardır.
18
Bilineceği üzere, kamuya mal olmuş kişilerin, zaten kamu tarafın-
dan bilinmeleri ve bu konudaki toplumsal yararlar nedeniyle, sıradan
17
Türk Ceza Kanunu md. 26/1’de de
“Bir hakkın kullanılması”
yla ilgili hukuka uy-
gunluk nedeni olarak, özellikle basın yayın hakkı kapsamında, sözkonusu hususa
ilişkin açıklama bulunmaktadır. Şöyle ki, basın mensuplarının kamuya mal olmuş
kişilerle ilgili haber yapma/verme hakkı kapsamındaki faaliyetleri, kamunun bu
kişiler hakkındaki kendilerini ilgilendiren olayları öğrenme hakkı nedeniyle, bir
hakkın kullanılması anlamına gelir. Basın ve yayın organlarında yapılan haberler-
de kamuya mal olmuş kişilerle ilgili özel hayat hakkı ile haber verme hakkı (ifade
ve/veya basın yayın özgürlüğü) karşı karşıya gelir. Dolayısıyla bu iki hakkın den-
gesinin özellikle bulunması önem arz eder. Burada haber verme hakkı kullanılır-
ken, suç oluşmaması için,
“bir hakkın kullanılması”
kapsamındaki hukuka uygun-
luk sebebi sınırının aşılmaması gerekir. Sınırın aşılıp aşılmadığı her somut olayın
özelliğine göre belirlenir. Örneğin, meşhur bir bayan sanatçı ya da politikacının
plajda üstsüz şekilde güneşlenmesine ilişkin görüntü veya fotoğrafların, güncel
olması koşuluyla, basın yayın organlarında yayınlanması, haber verme hakkı
kapsamında kalırken, aynı kişinin etrafı çevrili olan evinin havuzunda benzer şe-
kilde görüntü veya fotoğraflarının özel çabalarla çekilerek yayınlanması halinde
ise özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği sonucuna varılacaktır (Yaşar vd., 2010:
4108).
Yukarıda değinilen eylemler sade vatandaşlar açısından gerçekleştiğinde ise her
iki halde de özel hayatın gizliliğinin ihlali kapsamında bulunacaktır. Yani, özel
hayatın gizliliği, politikacı, kamu görevlisi, mal ve hizmet sunumu gibi kamu hiz-
meti yapan ve sanatçı gibi kişilerin toplumdaki konumları itibariyle farklılık arz
etmektedir. Kimin yüzü kamuya daha fazla açıksa onun özel kayatının gizli yönü
o kadar azdır (Hafızoğulları ve Özen, 2010: 17). Yargıtay kararlarında da benzer
yaklaşım görülebilir. Y. 4. CD.’nin 1998 yılında verdiği bir kararda;
“Fotomontaj
yoluyla da olsa kamuoyunu ilgilendiren gerçek ve güncel olaylar nedeniyle siayasal parti
başkanlarını eleştirmek hukuka uygundur, kamuoyuna mal olmuş kişiler, kendilerine yö-
nelen alkışlar kadar gerçeği yansıtan eleştirilere de katlanmak zorundadırlar”
şeklinde
görüş ifade edilmiştir (Hafızoğulları ve Özen, 2010: 17).
18
Aynı yönde bkz. AİHM’nin
Peck/Birleşik Krallık
kararı, para. 62, 2003 (echr.coe.int,
2013).